Titanic’i hepiniz duymuşsunuzdur. En bilinen deniz kazalarından biridir. Ancak Titanic’ten daha büyük ve daha hızlı olan Lusitania’nın trajedisini, pek bilen olmaz. Lusitania transatlantiğinin batışı, daha doğrusu batırılışı, sonuçları itibariyle dünya tarihine dolaylı yoldan büyük etki eder. Pek çok tarihçinin komplo olarak nitelendirdiği bu kaza, bir bakıma ABD’nin, küresel hegemonyanın bayraktarlığını, İngiltere’den devralacağının ayak sesleridir…
Takvimler, 7 Mayıs 1915’i gösteriyor. İrlanda açıklarında dev bir gemi, dalgaları usulca yararak ilerliyor. Kızıl güneş ufku aydınlatmakta; hafif hafif esen sabah rüzgârı, bedene dinginlik veriyor. Yolcular lüks kamaralarında, yaşanacak trajediden habersiz, yeni bir güne uyanıyor. Karada ise insanlar teyakkuzda, ufku izliyorlar. Avrupa’nın büyük devletleri birbirine gireli bir sene olmuş. Savaş, bütün şiddetiyle devam ediyor. Alman denizaltıları, İngiliz sularında cirit atıyor. Ve Lusitania transatlantiği, bu ahval içerisinde seyrüsefer ediyordu.
İngiltere ile Amerika arasında ticarî seferler yapan Cunard şirketi, Atlantik Okyanusu’nun en hızlı iki gemisine sahipti: Lusitania ve Mauritania! Ancak bunun bir bedeli vardı. İngiliz Amirallik Dairesi, ülkenin belli başlı gemicilik şirketlerine nakdi destekte bulunuyordu. Bunun karşılığında, bir savaş vukuunda, bu şirketlere ait gemilerden nakliye gemisi veya yardımcı kruvazör olarak yararlanma hakkını elinde tutuyordu. Lusitania ve Mauritania transatlantiklerinin inşasında da öyle olmuş, amirallik, Cunard şirketine inşa bedeli olarak bir hayli para yardımı yaptığı gibi ayrıca işletme masraflarını karşılamak üzere, yılda her biri için 57 bin İngiliz lirası vermeyi kabul etmişti. Şirket, buna karşılık gemilerinin saatte ortalama 25 mil sürat yapmalarını ve her ikisinin, gerektiğinde silahla donatılabilecek şekilde inşa edilmesini taahhüt ediyordu.
19 Şubat 1913’te, Cunard’ın başkanı Alfred Booth, İngiliz Deniz Bakanlığı’na önemli bir görüşme için çağırılmıştı. Kendisini çağıran kişi, Winston Churchill’den başkası değildi. Alfred’e yakın bir gelecekte Almanya ile savaşa tutuşma ihtimalinden söz ederek, böyle bir durumda yararlanılmak üzere, Lusitania ve Mauritania’da bazı değişiklikler yapılmasını istedi. Bunun üzerine 12 Mayıs’ta Lusitania, Liverpool’da kızağa alınmıştı. Şirketin resmî açıklamasına göre modern bir türbin monte etmek için, gemi geçici bir süre hizmetten alınmıştı. Oysa gerçekte geminin teknesine bir boydan diğerine 4,40 m yüksekliğinde ikinci bir sac kaplama perçinlenmiş, üst güvertenin ön ve arka taraflarına 6 inçlik 12 top yerleştirilecek şekilde düzenleme yapılmıştı. Ayrıca yedek kömür depolarından biri de cephanelik hâline getirilmişti. Lusitania, 21 Temmuz’da tekrar New York hattındaki seferlerine başladı. 10 Mart 1914’te Avam Kamarası’nda konuşma yapan Churchill, 40 İngiliz ticaret gemisine, savunma silahları konmuş olduğunu bildiriyordu.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 193. sayısı (Eylül 2024) okuyabilirsiniz.
Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…
Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…
Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…
Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…
Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…
Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…