Sultan İkinci Abdülhamid Han’dan sonra padişah olan Sultan Beşinci Mehmed Reşad devrinde (1909-1918) vuku bulan hadiseler, devleti sadece cephelerde yenilgiye değil tamamen yıkılışa doğru götürüyordu. Sultan Reşad, İttihatçıların icraatlarını seyretmekten başka bir şey yapamadı ve nihayet 1918’de vefatından sonra yerine Altıncı Mehmed unvanıyla Sultan Mehmed Vahdeddin geçti.
O smanlı Devleti’nin sonunu getiren Birinci Dünya Harbi hemen bütün cephelerde felaketle neticelenmiş, İttihat ve Terakki mensupları felaketten felakete sürükledikleri devletin akıbetini göremeden yurt dışına kaçmışlardı. Sultan İkinci Abdülhamid Han’dan sonra padişah olan Sultan Beşinci Mehmed Reşad devrinde (1909-1918) vuku bulan hadiseler, devleti sadece cephelerde yenilgiye değil tamamen yıkılışa doğru götürüyordu. Sultan Reşad, İttihatçıların icraatlarını seyretmekten başka bir şey yapamadı ve nihayet 1918’de vefatından sonra yerine Altıncı Mehmed unvanıyla Sultan Mehmed Vahdeddin geçti. Sultan Vahdeddin, devlet idaresini İttihatçıların elinden kurtarmış fakat devletin kalbini işgalden kurtaramamıştı. Ordusu tamamen bitmiş, ekonomisi çökmüş, bürokrasisi işgalcilerin oyuncağı haline getirilmiş bir devleti yeniden diriltmek çok zor şartları aşmaya bağlıydı.
Direnişin Yeni Merkezi: Anadolu
Sultan Vahdeddin büyük tehlikeyi görmüş ve kurtuluşu işgal altındaki İstanbul’dan yani payitahttan gerçekleştirmenin mümkün olamayacağına karar vermiş ve teşkilatlanmayı Anadolu’da yapmaya karar vermişti.
Anadolu’daki teşkilatlanma hususunda bugüne kadar pek çok şey söylenmiş ve yazılmıştır. Ancak meselenin özünü ve doğrusunu anlatmak mümkün olmamıştır. Bu sebeple burada bu hususu kısaca naklettikten sonra esas mevzumuza yani Sultan Vahdeddin’in ve hanedanın sürgününe döneceğiz.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Aralık (64. Sayı 2013) sayısından okuyabilirsiniz.
“Serhaddin ucunda bir gölge, bir dua gibi durur bazı yerler. Deliorman da onlardan biridir; sessiz,…
Cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, son seferinden hemen önce yazdığı vasiyetnamesinde su hizmetinden bahsediyordu…
Anadolu topraklarında dikilitaş formundaki en büyük Türkçe kitabe, Germiyanoğluları zamanında dikilmiştir. Kütahya’da bulunan kitabe, taş…
“Her gün için bir parça ekmeğim ve ibadet edeceğim bir mescidim olsun, bu bana yeter.”
Bir şehir nasıl marka olur? Veya bir şehir nasıl pazarlanır? Bu sorulara en isabetli cevabı,…
Bu makalemizde İslâm şehirciliğinin ilk dönemlerine ve şehir müelliflerinin ilk misallerine temas edeceğiz…