Sultan Birinci Mahmud’un Bed’-i Besmele Merasimi

Osmanlı’da, mektebe ilk defa başlayacak çocuklara merasim tertip edilirdi. “Bed’-i Besmele” yahut “Âmîn Alayı” adı verilen bu merasimler, ahaliden saraya kadar her çocuk için yapılırdı. Padişahların da şehzadeleri için özel ihtimam gösterdiği bu merasimlerden birisi, Sultan Birinci Mahmud Han için yapılmıştı…

Osmanlı Devleti, padişah adayı olması sebebiyle şehzadelerin eğitimine büyük ihtimam göstermiştir. Saray geleneğine göre, dört yaşına gelen şehzade, haremdeki şehzadegân mektebinde ilk eğitimine başlardı. Bütün devlet adamlarının katıldığı büyük bir “Bed’-i Besmele” merasimiyle şehzadeye ilk dersi, şeyhülislam veya şehzadeye tayin olunan hocası verirdi.

Şehzadeler için yapılan bu merasimlerin ilk olarak ne zaman başladığını tespit etmek mümkün olmamıştır. Fakat Üçüncü Selim Hanın, Sultan Birinci Abdülhamid Hanın şehzadeleri Mustafa (Sultan Dördüncü Mustafa Han) ve Süleymanın Bed’-i Besmele merasimleriyle ilgili çalışmalar yapılmıştır. Bizim bu çalışmamız ise Şehzade Mahmud yani Sultan Birinci Mahmud Han’a ait Bed’-i Besmele merasimininin detaylarını anlatması cihetiyle önemli.

Sultan Birinci Mahmud Han, 1696’da Edirne’de doğdu. Sultan İkinci Mustafa Han’ın büyük oğludur. Annesi Sâliha Sultan’dır. Çocukluk yılları Edirne’de geçti, ilk eğitimini de burada aldı. Hocalığını Şeyhülislam Seyyid Feyzullah Efendi’nin oğlu İbrahim Efendi yaptı. Babasının tahttan indirilmesiyle neticelenen Edirne Vak‘ası’nın (1703) ardından kardeşleriyle birlikte İstanbul’a getirildi. Şehzade Mahmud, 27 sene sarayda kafes hayatı sürdü. Bu süre zarfında, ilim tahsilinin yanında kuyumculukla uğraştı. Padişah amcası Üçüncü Ahmed Han gibi yine bir isyan (Patrona Halil) neticesinde, 16. Osmanlı halifesi olarak tahta çıktı (1730).

Hükümdarlığın ilk aylarında Patrona Halil ve avenesini bertaraf etmekle uğraştı. Birçok badirelerden zaferle çıkmayı başaran Sultan Mahmud Han’ın saltanat yılları, Osmanlı Devleti’nin son parlak dönemi olarak tarihe geçmiştir. Mahmud Han, halefi olan padişahlara uzun sürecek bir barış devri bırakarak 13 Aralık 1754’te vefat etti. Naaşı, Yeni Cami yanındaki Valide Turhan Sultan Türbesi’ne, babasının yanına defnedilmiştir.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 171. sayısından (Kasım 2022) okuyabilirsiniz.

Hüseyin Göksal

View Comments

Recent Posts

Balkanlarda Müslüman Kimliğinin Kalbi Deliorman

“Serhaddin ucunda bir gölge, bir dua gibi durur bazı yerler. Deliorman da onlardan biridir; sessiz,…

2 gün ago

Kanuni Sultan Süleyman Han’ın Son Vasiyeti

Cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, son seferinden hemen önce yazdığı vasiyetnamesinde su hizmetinden bahsediyordu…

2 gün ago

Anadolu’da Taşa Kazınmış En Büyük Türkçe Kitabe Taş Vakfiye

Anadolu topraklarında dikilitaş formundaki en büyük Türkçe kitabe, Germiyanoğluları zamanında dikilmiştir. Kütahya’da bulunan kitabe, taş…

2 gün ago

Nizâmülmülk’ün Manevî Dünyası

“Her gün için bir parça ekmeğim ve ibadet edeceğim bir mescidim olsun, bu bana yeter.”

2 gün ago

Marka Şehir Londra

Bir şehir nasıl marka olur? Veya bir şehir nasıl pazarlanır? Bu sorulara en isabetli cevabı,…

2 gün ago

İslâm Şehir Tarihçiliğinin İlkleri

Bu makalemizde İslâm şehirciliğinin ilk dönemlerine ve şehir müelliflerinin ilk misallerine temas edeceğiz…

2 gün ago