Osmanlı’nın yedinci şeyhülislamı olarak tarihe geçen âlim Alâeddin Ali el-Arabî Efendi, Sultan İkinci Bayezid döneminde şeyhülislamlık vazifesinde bulunmuştur. Fatih Sultan Mehmed devrinden başlayarak Bursa’dan Edirne’ye, birçok medresede ilim tahsil etmekle kalmayıp talebeler yetiştiren Arabî Efendi, Sahn-ı Semân Medresesi gibi büyük medreselerde müderrislik yapmıştır. Devrin faziletli âlimlerinden kabul edilen Halepli Arabî Efendi’yi yakından tanıyalım…
Fatih Sultan Mehmed Han devrinin fazilet ve üstün derece sahibi, ilmiyle amel eden âlimlerinden biri de Alâeddin Ali el-Arabî Efendi’dir. Halepli olduğu için Halebî ve Arabî nisbeleriyle tanındı. İlim tahsiline memleketinin âlimlerinden ders alarak başladı. Akabinde Sultan İkinci Murad Han devrinde Anadolu’ya geldi. Bursa’daki Yıldırım Bayezid Han Medresesi’nde, Molla Gürânî Hazretleri’nin ders halkasına katıldı. Uzun yıllar onun meclisinde bulundu. Şakâyık müellifinin babasından naklettiğine göre, “Bir gün Molla Gürânî Hazretleri, Alâeddin Arabî Efendi’ye, ‘Seyyid Şerif Cürcânî, Muhammed bin Mübârekşah nezdinde neyse sen de benim gözümde osun.’ dedi.”
Daha sonra Sultaniye Medresesi müderrisi Molla Hızır Bey’in hizmetine girdi, talebesi oldu. Molla Hızır Bey, ilminin çokluğundan dolayı “ilim dağarcığı” lakabıyla meşhurdu. O devirde Molla Hocazâde ile Molla Hayâlî, Sultaniye Medresesi’nin muîdi (müzakerecisi) olup Molla Kestelî de burada talebeydi.
Arabî Efendi, Bursa’daki tahsilinin ardından Edirne’ye gitti. Dârül-Hadis Medresesi müderrisi Fahreddin-i Acemî’ye muîd oldu. Burada, talebeye okutulan dersleri tekrar ettiği gibi, Teftazanî Hazretleri’nin Şerhü’l-Akâid’ine bir de haşiye yazdı.
İlk vazife mahalli olarak Bursa’daki Hüdavendigar (Kaplıca) Medresesi’ne müderris tayin edilen Arabî Efendi, buradaki vazifesi sırasında Seyyid Yahyâ eş–Şirvânî’nin halifelerinden Şeyh Alâeddin el-Halvetî’ye intisap etti. Şeyhine öyle bağlandı ki onunla sohbeti, derse tercih eder hâle geldi. Tasavvufî terbiyesini onun elinde tamamlayıp irşad için icazet aldı.
Bilahare Şeyh Alâeddin Halvetî Efendi’yle beraber Manisa’ya giden Alâeddin Arabî Efendi’ye, Manisa’daki bir medresenin müderrisliği verildi. Hem zahirî hem de batınî ilimlerle meşgul olan Molla Alaeddin Arabî, her iki sahada da yüksek derecelere ulaşmıştır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 171. sayısından (Kasım 2022) okuyabilirsiniz.
Selçuklu sultanlarının Haremeyn’e olan bağlılıkları ve İslâm ümmetine hizmet etme arzusu, her şeyin üzerinde olmuştur.…
Çanakkale’de bir yanda düşmanla göğüs göğüse çarpışılırken, diğer yanda yakıcı sıcak, toz bulutları, sinekler ve…
Bir fotoğraf karesinin arkasında yer alan ifadeler, sadece bir fotoğrafı değil, o ânın içindeki bütün…
Tarihin en kudretli hükümdarlarından biri olan Sultan Süleyman Han’ın uzun ve zaferlerle dolu saltanatı, kudretinin…
Selçuklu döneminde sultanlarla birlikte vezirler ve önde gelen devlet adamları da mukaddes beldelere hizmet etmeyi…
Hac emîrliği, Abbasîler ve Selçuklular devrinde güvenliğin ötesinde siyasî ve dinî otoritenin de sembolü olmuştur.…