Orhan Gazi zamanında başlayan ve Sultan Murad Hüdavendigar tarafından müesseseleşen Lala-Şehzade ilişkisi Osmanlı’nın son devrine kadar devam etmiş, bir cihan devletini idare edecek şehzadeler büyük emeklerle devlet idaresine hazırlanmıştı…
Tarihin her devrinde hükümdarların, çocuklarını terbiye edip yetiştirmek maksadıyla eğitimciler tayin ettiği bilinmektedir. Bu kişiler, Türk tarihinde yaygın olarak “atabek” veya “lala” adıyla bilinir. Bunlardan atabey (atabeg-atabek) Türkçe, lala ise Farsça bir kelimedir. Lala kelimesinin manası sözlüklerde kul, köle olarak veriliyor. Lala ile aynı manada ve onun yerine kullanılan atabey, sultan veya padişah, daha umumî manada hükümdar tarafından bir eyâletin veya sancağın valiliğine tayin edilen şehzadenin, devlet idaresindeki işlerde yetişmesini sağlamak üzere onunla beraber gönderilen kişidir. Ata ve bey (beg) kelimelerinden mürekkep bu Türkçe unvan ilk önce Selçuklular devrinde ortaya çıkmıştır. Bu unvan ilk olarak Nizamülmülk’e verilmiştir. Bu itibarla atabeyliğin Büyük Selçuklu Devleti’nde çok yüksek bir vazife olduğu ve sonradan bir unvan mahiyetini aldığı anlaşılmaktadır.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Temmuz (47. Sayı 2012) sayısından okuyabilirsiniz.
57. Alay’ın başında, elinde kılıcıyla süngü hücumuna kalkan bir komutan olarak görev yapan Hüseyin Avni…
Yarbay Hüseyin Avni Bey’in cephedeki en büyük tesellisi, ailesiyle kurduğu mektuplaşma bağıydı.
Çanakkale Arıburnu’nda şehit düşen 57. Alay Komutanı Piyade Yarbay Hüseyin Avni Bey’e ait kanlı üniforma…
Annemin kardeşlerime söylediği ninnide geçen “Konya dağlarında Emir Sultan” ifadesinin izini sürdüğümde rastladım…
Güzelce Kasım Paşa’nın inşa ettirdiği Cami-i Kebir, Sultan Abdülaziz ve Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın şefkatli…
Selçukluların Anadolu’ya gelişi, tarihin seyrini değiştiren bir dönüm noktasıdır. Bu, yalnızca bir fetih ya da…