Categories: Dünya TarihiManşet

Satın Alınan Ülke ABD

Yeni kıtada yeni bir devlet kuruluyordu. Amerika’nın kuzeyinde teşekkül eden bu devletler topluluğunun ismi, ABD idi. Günümüzde her şeyini kapital, yani para üzerine kuran bu ülkenin temelleri enteresandır ki para üzerine inşa edilmişti…

Bizde ülkeler, şehirler fethedilir, imar edilir, vatan toprağı kati surette satılmaz, uğrunda sonuna kadar savaşılırdı. Günümüzde olduğu gibi geçmişte de parayla çok içli dışlı olan ABD (Amerika Birleşik Devletleri) ise ülkenin birliğini sömürgeci devletlerden toprak satın alarak sağlamıştı. Bu farklılığın sebebi ise çok aşikâr: Ecdad, fethettiği yerlere huzuru tesis etmeye giderken; sömürgeci devletler, işgal ettiği toprakların zenginliklerini ülkelerine götürmenin derdindeydi…

Kızılların Ülkesinde

Avrupalıların, Amerika kıtasının keşfinden önce de burada bir hayat vardı elbet. Yeni kıtaya ayak basan beyaz derililer, burasını Hindistan zannedip bölge halkına ilk önce Hintli (Indian) demişler. Öyle olmadığını görünce de insanların bakıra çalan ten renklerinden dolayı “Kızılderili” ismini vermişler.

Amerikan yerlileri veya başka bir ifade ile Kızılderililer; İnka, Maya ve Aztekler olmak üzere üç ana topluluk olarak yaşıyorlardı. 15. asırda Avrupa’da bir hareketlilik başlar. Tarih derslerinden de aşina olduğumuz “Coğrafî Keşifler” vasıtasıyla Avrupa, Doğu’nun zenginliklerini Batı’ya taşımak için alternatif yollar arar. Çünkü Türkler, Doğu’nun zenginliklerinin

Batı’ya taşındığı ticarî yollara hâkim olmuşlardır. Yeni dünyaya doğru yol alanların başını İspanya ve Portekiz çeker. 1492’den itibaren Amerika kıtası, Avrupa sömürgeciliğinin hücumuna uğrar. Kendisinden asırlar önce bu topraklara gelen farklı denizciler olsa da Amerika’da kalıcı Avrupalı istilasına ön ayak olan Cenovalı kâşif Kristof Kolomb, 1492’de Karayipler’e ulaşır. Fakat burayı yeni bir kıta değil, Hindistan zanneder.

Bu sebeple keşfedilen bu yeni toprakların ismi, bir başka İtalyan kâşif Amerigo Vespucci’ye nasip olur. Kolomb’un gelmesiyle kazançlı çıkan, onu finanse eden İspanyollardır. 1500’de Portekizler, 1534’te Fransızlar ve 1603’te İngilizler, kıtaya hücum ederler. Ve daha nice Avrupalı, bu bakir topraklarda yer kapma yarışına başlar.

Kanla ve Parayla Gelenler/Gidenler

Her gelenin ortak noktası sömürmek olsa da hepsinin başka uygulamaları, maksatları vardı bu topraklarda. İspanyollar altın, gümüş ve diğer kıymetli madenlerle dönmeyi tercih ediyorlar, bu madenlerin çok olduğu bölgelere doğru rotalarını çeviriyorlardı.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 138. sayısından (Şubat 2020) okuyabilirsiniz.

Tuna Ser

Recent Posts

Horasan’ın İncisi Merv

Düzlüklerinde savrulan her bir toz zerreciği dahi buram buram tarih kokar Merv’in. Sanki akıp giden…

4 hafta ago

Timur Beg’in Mimarî Mirası

Timurlu mimarîsi, pek çok farklı coğrafyadan taşıdığı izlerle Orta Asya’daki İslâm sanatının zirvesidir. Sonraki devirler…

4 hafta ago

Yavuz Sultan Selim Han’ın Âlim Dostu Molla Halîmî Çelebi

Osmanlı ilim ve irfan geleneğinin parlak simalarından Halîmî Çelebi, ilmiyle âmil, ahlâkıyla mümtaz bir âlimdir.

4 hafta ago

Selçuklu Medeniyetinin Bilgi Hazineleri Kütüphaneler

Selçuklu sultanları ve devlet adamları, kitaplara duydukları hürmeti, ülkenin dört bir yanında inşa ettikleri kütüphanelerle…

4 hafta ago

Batılı Seyyahların Gözüyle Osmanlı Kadını

“Türk insanı şefkatlidir, ailesine düşkündür. Evlilik ve aile bağlarına genel olarak Avrupalılardan daha çok saygı…

4 hafta ago

Tuna Kıyısında Bir Tarih Ingolstadt

Orta Çağ’dan kalma şatoları, dev araç fabrikası ve Bavyera Ordu Müzesi’nde sergilenen Osmanlı çadırıyla Ingolstadt,…

4 hafta ago