Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü bir geleneğin sembolüdür. Sadece bir kahve türü değil, Türk kültürünün ve misafirperverliğinin de önemli bir parçasıdır. Hazırlanışı, sunumu, içimi ve adabı ile kendine has bir kimlik kazanmıştır…
16.yüzyılda Osmanlı topraklarına giren kahve, kısa sürede sarayda ve toplum arasında popüler hâle gelerek, padişahtan halka kadar her kesime ulaştı. Özellikle Osmanlı sarayında kahve, yalnızca bir içecek değildi, zarafetin ve ihtişamın da temsiliydi. Onun için kahve ikramı da birtakım kurallara bağlıydı.
Hayatın her alanında tüketilen kahve, sarayda sadece padişaha has bir içecek olarak kalmadı. Önce haremin ve devlet merasimlerinin bir parçası hâline geldi. Sonrasında ise elçi kabullerinde, Ramazan-ı Şerif ve Kurban Bayramlarında devlet ricaline, ulûfe ve cülûs merasimlerinde yeniçerilere kahve ikram edilmesi, gelenek hâlini aldı.
Sarayın ve merasimlerin vazgeçilmezi hâline gelen kahve ikramı, zamanla belirli kurallara bağlandı. Bu maksatla Kanuni Sultan Süleyman devrinde, kahvecibaşılık teşkilâtı ihdas edildi. Bundan sonra padişaha, vüzeraya, elçilere kahve ikramının nasıl yapılacağı ve hangi durumlarda yapılması gerektiği teşrifata kaydedildi.
Sarayda kahve ikramı için kahvecibaşının sorumluluğunda özel bir ekip oluşturuldu. Bu ekip, Enderun halkından seçildi ve kahve ikramının tüm kurallarına hâkim olan kişilerden müteşekkildi. Ciddî eğitimler alarak bu göreve getirilen kahve ekibine, hususî bir oda ve kıyafetler tahsis edildi. Söz konusu görevdekiler, padişahın has odalılarından oldukları ve hareme bitişik mabeyn dairesinde hizmet ettikleri için “mabeynci” diye adlandırıldılar. Kahve ikramı ekibi, kahve çekirdeklerinin satın alınmasından kavrulmasına, pişirilmesinden ikram edilmesine kadar bütün süreci denetler ve her detayı organize ederdi.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 195. sayısı (Kasım 2024) okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!
Hidayetten nasibi olanlar, kıyamete kadar hidayete ermeye devam edecektir. Hz. Allah, hidayeti dileyenlerden dilediğine ihsan…