Saltukluların 700 Yıllık Mirası Üç Kümbetler

Erzurum’a yolunuz düştüyse, ziyaret edeceğiniz mekânlardan birisi de Üç Kümbetler ’dir. Bu tarihî yapılar, Anadolu’da bulunan anıt mezarların en güzel örnekleri arasında yer alır…

Üç Kümbetler’in tarihi oldukça eskilere, Saltuklu Beyliği’ne (1071-1202) kadar uzanıyor. Anadolu’da kurulan ilk Türk beyliği olan Saltuklular, Sultan Alp Arslan’ın yoldaşı Saltuk Bey tarafından, 1071 yılında fethedilen Erzurum ve çevresinde kurulmuştur. Doğu Anadolu’da bir asırdan fazla hüküm süren Saltuklular, bölgeye pek çok eser kazandırmışlardır. Bunlardan biri de yaklaşık 700 yıllık tarihiyle bilinen Üç Kümbetler’dir. Kümbet dediğimiz şey, türbenin Selçuklu’daki karşılığıdır. Selçuklular ve daha önceki ilk Müslüman Türk devletleri zamanında kullanılan bir tabirdir.

Üç Kümbetler, Çifte Minareli Medrese’nin güney tarafında yer alır. Burası, eskiden büyük bir Müslüman mezarlığı idi. Eski fotoğraflarda bu mezarlık açıkça görülüyor. Tarihî mezarlıkta, şehrin önde gelen aileleri ve âlimlerinin yanı sıra hanedan fertlerinden bazıları medfundu. Zamanla yok olan mezarlıktan günümüze Üç Kümbetler kaldı.

Esasen Üç Kümbetler’in bulunduğu alanda dört kümbet mevcuttur. İsmi zikredilmeyen diğer kümbet, kare gövdeli ve çapraz tonozla örtülüdür. Halk, bu kümbetin şekli ve mimarî tarzı nedeniyle mescide benzeterek onu, “Dördüncü Kümbet” olarak kabul etmemiştir. Literatüre de Üç Kümbetler olarak girmiştir. Ne olursa olsun, dördüncü kümbetin varlığı, Üç Kümbetler’in tarihî ve mimarî önemini daha da artırmaktadır. Bu kümbetler, Anadolu’da ilk dönem Selçuklu mimarîsinin en güzel ve önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Üç Kümbetler’de yer alan dört kümbetin üzerinde herhangi bir kitabe yoktur. Kümbetlerin içlerindeki mezarlar ve sandukalar, ne yazık ki zamanla yok olmuş. Bu durum, buraya kimlerin defnedildiğini ve kümbetlerin tam olarak hangi tarihlerde inşa edildiğini kesin olarak bilmemize engel teşkil etmekte. Ancak yine de kümbetlerin hangi dönemde yapıldığına dair tahmin yürütmeye mani değil.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 191. sayısı (Temmuz 2024) okuyabilirsiniz.

Kayıhan Çağlar

Recent Posts

Karadeniz’in Çanakkalesi HARŞİT

Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…

3 hafta ago

İngiltere’den İstanbul Manzarası Mesut İnsanlar Panoraması

Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…

3 hafta ago

Gerze’nin Sevimli Misafiri Balina Aydın’ın İlginç Hikâyesi

Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…

3 hafta ago

Sarayda Kahve Nasıl İkram Edilirdi?

Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…

3 hafta ago

Büyük Selçuklu Sultanlarının Âlimlerle Münasebetleri

Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…

3 hafta ago

Liyakât ve Ehliyet Okulu Enderun İnfografiği

Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!

3 hafta ago