19. yüzyılın sonlarında başlayan “Batılılaşma” ve “yenilikçilik” hareketleri sonucunda 20. yüzyılın ilk yarısında İstanbul’da başlayan imar faaliyetleriyle kimliğine, sanat ve mimari değerine bakılmaksızın vakıf kökenli eserlerin hatırı sayılır bir kısmı ortadan kaldırılmıştır. İşte bazıları…
Osmanlı Devleti’nde vakıfların gelişimi, devletin içinde bulunduğu siyasi, sosyal ve ekonomik durum ile doğrudan alakalı olmuştur. Nitekim, Osmanlı’nın son devrinde meydana gelen savaşlar, tabii afetler, yangınlar vs. yanında siyasî karışıklıklar yüzünden vakıflar idaresi işlemez duruma gelmişti. Tekkelerin kapatılması ve medreselerin yerine yeni mekteplerin yapılmaya başlamasıyla pek çok vakıf eseri kaderine terk edilmiştir. Birçoğu da Milli Eğitim Bakanlığı idaresine geçmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kurulmasından sonra dini yapıların tamamına yakını bu idarenin kontrolüne girmiştir.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 96. sayısından (Ağustos 2016) okuyabilirsiniz.
Anadolu’nun Kafkaslara açılan kapısı Kars, Kırım Harbi’nde destansı bir mücadeleye sahne olmuştu. Rus ordusunun bütün…
Andree ve iki yol arkadaşı, 1897 yılında hidrojenle dolu balonlarıyla Kuzey Kutbu’nu aşmayı hayal ederek…
Medine-i Münevvere’nin su ihtiyacının temin edilmesi için, Emevîler devrinde, birtakım çalışmalar yapıldı. Şehrin yakınlarında bulunan…
Bu defa yönümüzü, Aydın’ın kalbinde yer alan asırlık bir yapıya çeviriyoruz: Cihanoğlu Camii…
Buyurunuz, Yahya Efendi’nin sadece Beşiktaş sırtlarını değil, gönülleri de yeşerten menkıbesini satırlarda arayalım…
Rumeli’ye geçişin kahramanlarından Gazi Süleyman Paşa, Osmanlı tarihine “Rumeli Fatihi” olarak adını yazdırırken; Osmanlı neferlerinden…
View Comments
Gerçek manada tarihimizi öğrenebileceğimiz tek dergi diyebilirim.emeği geçen herkese şükranlarımızı arz ederim..