Türkistan coğrafyasının İslâm ile müşerref olmasından evvel, 13 asırlık yayılma ve güçlenme süreci yaşanmıştır. Kırgızistan özelinde ise 751 senesinde cereyan eden Talas Savaşı’yla, bir tehdit unsuru olan Tan (Çin) İmparatorluğu’nun siyasî ve coğrafî büyümesine dur denilmiştir.
İslâm dininin Kırgızistan’da yayılması ve güçlenmesi, yaklaşık 1300 yıllık bir zamana yayılmıştır. Günümüzde bu sürecin tarihî seyri pek bilinmez. Türkistan tarihindeki mühim siyasî ve manevî hadiselere dayanarak İslâm dininin Kırgızistan’da yayılmasını ve güçlenmesini iki büyük devreye ayırmak mümkündür:
“İslâmiyet’in yayılma zamanı” olarak adlandırabileceğimiz birinci devre, bin yıllık bir zaman dilimini içine alır ve şu aşamalara sahiptir:
Yedinci yüzyıla dek Türkistan’ın genelinde olduğu gibi Kırgızistan bölgesinde de Zerdüştlük, Putperestlik (Budizm), Nasturîlik (Hıristiyanlığın doğu yönü), Maniheizm ve Şamanizm (Gök Tanrı inancı) gibi farklı dinî inançlar bulunuyordu. Fakat bu dinî inançların hiçbiri, İslâmiyet gelene kadar yerel halkın büyük kısmına hitap eden edememiştir.
Sekizinci asrın ortasından itibaren Kırgızistan bölgesinde İslâm, aktif bir şekilde yayılmaya başlasa bile atalarımızın, İslâmiyetle ilk kez 7. Yüzyılın ortalarında tanıştıkları biliniyor. Bu hadise, bugünkü Kırgızistan’ın Celal-Abad şehri, Aksı ve Ala-Buka ilçelerinin sınırında yer alan “Soot Bulan (Safed-İspid Bulan)” isimli köyün tarihî geçmişi ile yakından alakalıdır.
Gerek mahallî, gerekse Arap kaynakları ve son araştırmalara göre Hz. Osman radıyallahü anh (644-656) ve Hz. Ali kerramallâhü veche’nin (656-661) zamanlarında Müslümanlar, ilk kez Aksı bölgesine gelmişlerdir. 1230 yılında İle boyunun
Almalık şehrinde doğan, sonradan Balasagun ve Kaşgar şehirlerinde yaşayan ilim adamı ve şair Cemal Karşî’nin Mülhakâtu’s-Surâh adlı kitabında, “Hz. Osman (r.a.) devrinde İspid-Bulan adlı yere Muhammed bin Cerir’in emrinde Müslüman askerler gönderildi. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) arkadaşları olan sahabilerden ve Tâbiîn’den 2700 asker, kâfirler ile savaşta şehid düştüler.” ifadeleri geçer.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 129. sayısından (Mayıs 2019) okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!