Osmanlı birkaç cephede birden başlayan Balkan Harbi’ne büyük imkânsızlıklar içinde girmiş, ordu kısa süre sonra dağılmıştı… Balkanlar Osmanlı toprağı olmaktan çıkmıştı. Bulgar ve Yunan zulmünden kaçarak yurtlarını terk eden Müslümanlar ve cephede yaralanan askerler perişan bir vaziyette İstanbul’a taşınıyorlardı…
1912 yılı Ekim ayında üç ayrı cephede başlayan Balkan Harbi’ne Osmanlı ordusu büyük imkânsızlıklar içinde girdi. Harbin başında iaşe sıkıntısı baş gösterdi. Cephedeki askerî düzen ve disiplin tam sağlanamadı. Harbin başlamasından iki ay sonra Osmanlı ordusu dağıldı ve Avrupa’daki Osmanlı topraklarının neredeyse tamamı kaybedildi. Fakat, Balkan devletlerinin Osmanlı mirası toprakları kendi aralarında paylaşamayarak Bulgaristan’a savaş açmaları muharebelerin ikinci safhasını başlattı. Osmanlı kuvvetleri fırsattan istifade ederek Edirne ve Kırklareli bölgesini geri aldı.
Balkan Harbi’nde dış yardımlar
Osmanlı ordusunun cephelerdeki mağlubiyeti üzerine asırlardır Rumeli’de meskûn bulunan Müslüman ahali maruz kaldıkları baskılar üzerine İstanbul’a ve Anadolu’ya göç etmek zorunda kaldı. Bu insanların nakledilmesi, iaşesi ve iskânı için eldeki bütün imkânlar kullanıldı. Başta Osmanlı Hilâl-i Ahmer’i olmak üzere Hindistan, Mısır ve bazı Avrupa devletlerinin yardım cemiyetleri seferber oldular.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Haziran (58. Sayı 2013) sayısından okuyabilirsiniz.
Haziran 1908’de Baltık Denizi kıyısındaki Reval şehrinde, İngiltere’nin kral ve kraliçesi ile Rusya’nın çar ve…
Avrupa’da yaygın olan cüzzam hastalığı, haçlıların Kudüs’ü işgaliyle başka coğrafyalarda da görülmeye başlamıştı. Bu hastalığı…
Toprak, bir milletin hafızasıdır. O hafızanın en derin satırlarını ise mezar taşları yazar. Her biri…
Eskişehir’in doğusunda, Sakarya Nehri’nin sessiz pınarlarından hayat bulan verimli bozkırlarda, iki kardeş ilçe yükselir: Çifteler…
Sultanların saltanatına değer katan seçkin âlimlerden biri de, Sultan Fatih’in en büyük destekçilerinden Fenârîzâde Ali…
Ordusu, müneccimlerin vereceği haberi beklerken o, okuduğu âyet-i kerîmelerle askerlerine en büyük dayanağı sağlamıştı…