Categories: Kültür Tarihi

Mimar Sinan’ın Pergel Metaforu

Dünya’yı ölçmek için elinize bir pergel verselerdi; pergelin sabit ayağına neyi merkez alırdınız?..

Mimar Sinan’ın mimarlık anlayışında mühim bir mevki tutan pergel metaforu, asr-ı hazıra da intikal eden bir derinliği ve manayı haizdir. Pergelin iki ayağı arasında manidar bir irtibat kuran bu teşbih, insanın hem manevî hem de dünyevî boyutları arasında muvazene/denge sağlama gayretini yansıtır. Sinan’ın eserlerinde ve fikir âleminde bu metaforun izini sürerken, “temerküz” kavramının da derin manasını keşfetmek mümkündür. İnsan, hayatın hangi noktasında merkezîleşiyor veya hayatın merkezine neyi alarak etrafı-çevreyi, tarihi-hadiseleri anlamaya yahut şekillendirmeye çalışıyor? 

Pergel ve Temerküz’ün Manası 

Pergel, bir ayağı sabit, diğer ayağı ise hareket eden bir çizim âletidir. Mimar Sinan’ın pergel metaforunda, sabit ayağın temerküz ettiği nokta, ilahî hakikat, değişmez kaideler ve ruhanî âlemi temsil eder. Bu sabit ayak, insanın imanını, ahlâkî duruşunu ve maneviyatını simgeler; temerküz eder, yani belli bir merkezde toplar ve derinleştirir. Diğer ayak ise hareketli olup, insanın dünyaya dair meşgalelerini, değişen ahvâli ve ömründe sürdürdüğü faaliyetleri temsil eder. Bu hareketli ayak dünyevî işlerin peşinde koşarken sabit ayak, temerküz ettiği noktadan ayrılmaz, yani manevî değerlerle irtibatını kaybetmez. 

“Temerküz etmek”, bir şeyin merkezî bir noktada toplanması, bir yerin etrafında yoğunlaşması anlamına gelir. “Merkez” kelimesi Arapçadır ve “orta nokta” manasını taşır. “Te-” ön eki ise Arapçada fiilleri geçişli hâle getiren ve “yapılmak” yahut “icra edilmek” manasını ihtiva eder. Bu iki unsur bir araya geldiğinde “temerküz”, bir şeyin merkezde toplanması, içtima etmesi veya odaklanması anlamını kazanır. 

Mimar Sinan’ın pergel metaforu, temerküzün, insanın hayatında ne kadar elzem olduğunu anlatır. Tıpkı pergelin sabit ayağının merkezde kalması gibi, insan da hayatın türlü sahalarında faaliyet gösterirken temel değerlerine ve imanına bağlı kalmalıdır. Bu bağlılık, kişinin değişen hâllere ve zamana rağmen iç âlemindeki muvazeneyi muhafaza etmesini sağlar. Bu manada temerküz, yalnızca bir yerde toplanmak değil, aynı zamanda ruhî bir derinlik kazanmak ve mana âlemine dalmak demektir.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 197. sayısından (Ocak 2025) okuyabilirsiniz.

 

Ümit Yüksel

Recent Posts

İnsanlık Tarihinin Kalbi Mekke-i Mükerreme

İnsanlık tarihinin en kadim şehirlerinden olan Mekke-i Mükerreme ve içinde yer alan Beytullah, yani Kâbe-i…

6 gün ago

Osman Gazi Meşhur Rüyasını Bu Köyde Gördü! Uludere

Bundan yedi asır önce yine bir ocak ayında Osmanlı Devleti’nin kuruluş macerası bu köyde başlamıştı.…

6 gün ago

Kayıp Şehir Bürosu

İstanbul’un kayıp yıllarından birinde sıcak bir Eylül gününde, ihtişamlı bir yapının önündeyim. Yüksek merdivenleri ağır…

6 gün ago

Sultanların Şairi, Şairlerin Sultanı Bâki

Osmanlı’nın en muhteşem devrinin, en kudretli şairidir Bâkî. Her ne kadar şiirleriyle ön plana çıksa…

6 gün ago

Balaklava Savaşı’nda Saklanan Osmanlı Kahramanlığı

Osmanlı askerinin Balaklava Savaşı’nda gösterdiği mukavemet silinip giden anlardan. Hem de İngiliz propagandası uğruna…

6 gün ago

Mavzer İnfografiği

Son devir Osmanlı ordusunun kullandığı en etkili silahlardan biri olan Mavzer tüfeği, infografik formatında sizlerle!…

6 gün ago