Bizde şehir denilince, akla Medine-i Münevvere gelir. Kokusu güldür. Her an burnumuzda tüter. Çeyiz sandığından mevlide, şerbetten enfiyeye bütün resmimiz, mimarimiz ve cismimiz onun etrafında teşekkül eder…
Medine’den Medeniyete Medeniyetimizde şehir ile insan, aynı beldeden gelen rüzgârla temizlenir ve kokulanır. Burası Medine-i Münevvere’dir. Dokusuyla kokusuyla bu böyledir. Müminin inancında Ravza-i Mutahhara’nın toprağı, bütün güzel kokulardan daha üstündür. Medine-i Tâhire’nin faziletindendir ki güzel kokuların kokusu, diğer beldelere nispetle Medine-Münevvere’de katbekat fazla olur. Resûlüllah Efendimiz’in (s.a.v.) şu hadis-i şerifi, bu fazilet cümlesindendir: “Allahım! Mekke’yi bereketli kıldığın gibi Medine’yi de benim (için her şeyini ziyade et, kat kat fazla) eyle…”
Şu bir gerçektir ki bir mahallin şerefi, orada bulunan zatın şerefi ile, meskenin kerameti de oturan kişinin varlığı ile mütenasiptir. Efendimiz (s.a.v.) “Kim benim kokumu koklamak isterse kırmızı gül koklasın.” buyurarak, kokusunu dahi şehirlerimize emanet etmişti. Mevlidlerden kandillere, her türlü merasimde o koku; gül vardır. Gülü anlatmaya ne hacet, kokusu burnumuzda taptazedir.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 157. sayısından (Eylül 2021) okuyabilirsiniz.
Anadolu’nun Kafkaslara açılan kapısı Kars, Kırım Harbi’nde destansı bir mücadeleye sahne olmuştu. Rus ordusunun bütün…
Andree ve iki yol arkadaşı, 1897 yılında hidrojenle dolu balonlarıyla Kuzey Kutbu’nu aşmayı hayal ederek…
Medine-i Münevvere’nin su ihtiyacının temin edilmesi için, Emevîler devrinde, birtakım çalışmalar yapıldı. Şehrin yakınlarında bulunan…
Bu defa yönümüzü, Aydın’ın kalbinde yer alan asırlık bir yapıya çeviriyoruz: Cihanoğlu Camii…
Buyurunuz, Yahya Efendi’nin sadece Beşiktaş sırtlarını değil, gönülleri de yeşerten menkıbesini satırlarda arayalım…
Rumeli’ye geçişin kahramanlarından Gazi Süleyman Paşa, Osmanlı tarihine “Rumeli Fatihi” olarak adını yazdırırken; Osmanlı neferlerinden…