Bizde şehir denilince, akla Medine-i Münevvere gelir. Kokusu güldür. Her an burnumuzda tüter. Çeyiz sandığından mevlide, şerbetten enfiyeye bütün resmimiz, mimarimiz ve cismimiz onun etrafında teşekkül eder…
Medine’den Medeniyete Medeniyetimizde şehir ile insan, aynı beldeden gelen rüzgârla temizlenir ve kokulanır. Burası Medine-i Münevvere’dir. Dokusuyla kokusuyla bu böyledir. Müminin inancında Ravza-i Mutahhara’nın toprağı, bütün güzel kokulardan daha üstündür. Medine-i Tâhire’nin faziletindendir ki güzel kokuların kokusu, diğer beldelere nispetle Medine-Münevvere’de katbekat fazla olur. Resûlüllah Efendimiz’in (s.a.v.) şu hadis-i şerifi, bu fazilet cümlesindendir: “Allahım! Mekke’yi bereketli kıldığın gibi Medine’yi de benim (için her şeyini ziyade et, kat kat fazla) eyle…”
Şu bir gerçektir ki bir mahallin şerefi, orada bulunan zatın şerefi ile, meskenin kerameti de oturan kişinin varlığı ile mütenasiptir. Efendimiz (s.a.v.) “Kim benim kokumu koklamak isterse kırmızı gül koklasın.” buyurarak, kokusunu dahi şehirlerimize emanet etmişti. Mevlidlerden kandillere, her türlü merasimde o koku; gül vardır. Gülü anlatmaya ne hacet, kokusu burnumuzda taptazedir.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 157. sayısından (Eylül 2021) okuyabilirsiniz.
Selçuklu sultanlarının Haremeyn’e olan bağlılıkları ve İslâm ümmetine hizmet etme arzusu, her şeyin üzerinde olmuştur.…
Çanakkale’de bir yanda düşmanla göğüs göğüse çarpışılırken, diğer yanda yakıcı sıcak, toz bulutları, sinekler ve…
Bir fotoğraf karesinin arkasında yer alan ifadeler, sadece bir fotoğrafı değil, o ânın içindeki bütün…
Tarihin en kudretli hükümdarlarından biri olan Sultan Süleyman Han’ın uzun ve zaferlerle dolu saltanatı, kudretinin…
Selçuklu döneminde sultanlarla birlikte vezirler ve önde gelen devlet adamları da mukaddes beldelere hizmet etmeyi…
Hac emîrliği, Abbasîler ve Selçuklular devrinde güvenliğin ötesinde siyasî ve dinî otoritenin de sembolü olmuştur.…