Birinci dünya savaşı sonunda doğu Cephesinin kapanmasının ardından Kırım bolşevik işgaliyle karşı karşıya kalmıştır. Bu esnada büyük bir heyecanla istanbul’dan memleketine giden bir Kırımlı “güzel ve zavallı vatanından” gözyaşlarıyla geri dönerken Kırım’ın 100 yıl önceki halini anlatan bir yazı kaleme alır…
Birinci Dünya Harbi’ne İtilaf Devletleri safında katılan Rusya’da Ekim 1917’de yaşanan Bolşevik (Ekim) Devrimi ve ardından yapılan Brest-Litovsk Anlaşması ile Rusya için harp biter. Doğu Cephesi kapanmıştır. Fakat bu sefer, başta Kırımlılar olmak üzere Rusya dâhilindeki Müslümanlar Bolşevik tehlikesi ile karşı karşıya kalırlar. Tam da bu tarihlerde, ihtilalden 3-4 ay sonra; henüz Büyük Cihan Savaşı’nı noktalamamış olan Osmanlı payitahtı İstanbul’daki bir Kırımlı, memleketine gitme fırsatı bulur. Olup bitenden az-çok haberdardır ama yaşananlara bizzat şahit olunca, Kırım Mecmuası’nda rastladığımız aşağıdaki satırları hatıra defterine yazmadan edemez…
Bir Kırımlının Hatıra Defterinden: 8 Mart 1918
Asırlardır hüküm süren Rus çarlığının yıkıldığını herkes gibi ben de gazetelerde okuyor ve günden güne değişen, devrilen hükûmetlerin, dağılan Rus ordularının halini bir türlü idrak edemiyordum. Son zamanlarda Bolşeviklerin yaptıkları zulümlere dair okuduğum kısa ve manidar telgraf haberlerinin sebep olduğu endişeler altında ezilirken talih bana güler yüz gösterdi. Artık benim için Kırım’a gitmek mümkündü. Beni sinesinde taşıyan vapurda bütün bunlar zihnimi kurcalarken hayalimde Kırım’ın o güzel, şirin yalıları, kayaları, parkları, sarayları, köşkleri, bağları, bahçeleri, altın aşlık yetiştiren tarlaları, çiftlikleri resmigeçit yapıyor ve bu latif memlekette bu kadar vahşetlerin yaşandığına bir türlü inanamıyordum.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Nisan (68. Sayı 2014) sayısından okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!