İçinde birçok manevî şahsı ve mekânı barındıran Kastamonu, evliyalar şehri olarak anılır. Şehrin meşhur âlimlerinden ve evliyasından biri de Şeyh Şâbân-ı Velî Hazretleri’dir…
Kastamonu, Malazgirt Savaşı sonrası Türklerin Anadolu’da ilk gelip yerleştiği şehirlerden biridir. Selçukluların maiyetinde Türk boyları tarafından başlanan yörenin fethi, Danişmendliler eliyle tamamlandı. Akabinde bölge Çobanoğulları ve Candaroğulları gibi beyliklerin hâkimiyetine girdi. Osmanlı sınırlarına dâhil edilmesi ise Fatih Sultan Mehmed devrinde gerçekleşti. Her devirde İslâmiyet, zarif bir şekilde şehre işlendi.
Bunun tezahürü olan Türk-İslâm mimarisinin birbirinden kıymetli cami, külliye, han, hamam, çeşme gibi hayır eserleri, günümüze kadar ulaştı. Bu topraklarda maddî eserlerin yanında şehrin manevî havasını besleyen nice gönül sultanı âlimler de yetişti. Bu sebeple eskiler, “Evliyalar Şehri” diye İstanbul, Bursa, Konya yahut Kastamonu’yu kastederlerdi. Bu çok kıymetli İslâm âlimlerinden biri de Şeyh Şâbân-ı Velî Hazretleri’dir.
Kastamonulu âlimlerin büyüklerinden Hazret-i Pîr Hacı Hâfız Şeyh Şâbân-ı Velî, Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinin Harmancık mahallesi, Çifte Hacılar sokağında dünyaya gelir. Doğum tarihi hakkında kaynaklarda kesin bir malumat olmamasına rağmen, hicrî 886 yılının Şâbân-ı Şerîf ayının Berat Kandili gecesi (1481) dünyaya geldiği yönünde ortak kanaat hâkimdir. Zaten ismi de bu aya hürmeten Şâbân olarak konulur.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 159. sayısından (Kasım 2021) okuyabilirsiniz.
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…