Bizans’ın liman şehri İzmir, Malazgirt Zaferi’nin hemen ardından çaka bey tarafından fethedilmişti. ikinci fethi ise 1328’de Aydınoğlu Umur Bey gerçekleştirdi. Şehrin Üçüncü fatihi Emîr Timur, binlerce kilometre mesafe kat edip Anadolu’ya kadar gelmiş, Ege sahillerine uzanıp Rodos Şövalyeleri’nin elindeki İzmir ve çevresini tekrar fethetmişti…
Osmanlı Tarihi’nde, etkileri itibariyle önemli hadiselerden birisi de hiç şüphesiz Ankara Savaşı’dır. Emîr Timur, 1402’nin Temmuz’unda, Ankara’nın Çubuk Ovası’nda, Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid Han ile karşılaşıp Osmanlı ordularını mağlup etmiş ve bu galibiyetin bütün bölgeyi ilgilendiren ciddî neticeleri olmuştu. Osmanlıların Konstantinopolis kuşatması sona ermiş, Bizanslılar bir süre için rahat bir nefes almışlardı. Anadolu Beylikleri de bu durumdan istifade etmiş, Osmanlı şemsiyesi altına girmeden önce idare ettikleri topraklar tekrar kendilerine verilmişti.
Timur Han, Ankara galibiyetinden sonra bölgede yaklaşık bir yıldan fazla kalmış, bugün Batı Anadolu olarak tabir ettiğimiz coğrafyadaki siyasî yapılara idarî olarak kendisine bağlamıştır.
Emîr Timur, Yıldırım Bayezid Han’a karşı elde etmiş olduğu zaferden sonra Kütahya’da kışlamıştı. Onun Anadolu’daki faaliyetleri içerisinde hiç şüphesiz en önemlisi İzmir ve çevresine düzenlediği seferdir.
Timur Han, Kütahya ve Aydın’da ordugâhını kurup etraftan gelen beyleri kabul etmiş, onlara Osmanlıların hâkimiyetine geçen topraklarını iade ederek, hil’at giydirmişti. 1402 Aralık ayı başlarında buradan hareket eden Emîr Timur; İzmir Kalesi, Foça, Efes ve Ayasuluk üzerine yürüdü.
İzmir’de, o devirde Hıristiyan bir tarikat olan St. Jean Şövalyeleri bulunmaktaydı. Bu tarikata ait üyelerin çoğunluğu Rodos Adası’nı üs olarak kullandıkları için kendilerine Rodos Şövalyeleri diye de hitap ediliyordu.
Ali Yezdî’ye göre Timur Han, Ayazlık’tan Tire’ye geçmiş, orada ordusunu toplayıp denizle çevrili sağlam bir kale olan İzmir Kalesi’ni kuşatmıştı. Emîr Timur, kaledekileri İslâm’a davet etmiş ancak o zamana kadar eşkıyalıkla meşgul olan İzmir’deki Efrencler (Sasun, Ğalata, Ruman, Dövir vb. gruplar) bu teklifi reddetmişlerdi. Bunun üzerine harekete geçen Timur, kaleyi fethetmişti.
Bu bahsi bir gaza olarak nakleden ve seferin, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sünneti üzere yapıldığını özellikle vurgulayan Ali Yezdî, İzmir’i birçok bahadırın kuşattığını, hatta Osmanlıların yedi kez burayı almaya teşebbüs ettiğini, ancak fethin gerçekleşmediğini ifade ettikten sonra, özellikle Bayezid Han’ın, İzmir’in alındığı haberini duyduktan sonra, şaşkınlığının bedenine yansıdığını vurgulamıştır. Emîr Timur, burayı aldıktan sonra Tonğuzlu’ya (Denizli) doğru hareket etti. Yezdî, bu hadise için Aralık 1402 tarihini verir.
Kapak yazısının tamamını Yedikıta Dergisi 196. sayısı (Aralık 2024) okuyabilirsiniz.
Birisine ikramda bulunulacağı zaman, tepsiler yardıma yetişir. Bu sefer tepsideki ikramlık, bir kahve yahut tatlı…
Kadılık, kazaskerlik ve müderrislik gibi vazifelerde bulunan Muhaşşî Sinan Efendi, Osmanlı ilmiyesinin önemli simalarından biridir.…
Harita olmadan yerini dahi bilemeyeceğimiz, ismini pek duymadığımız hatta bazılarımızın ilk defa duyduğu Galiçya, bizi…
Genellikle süs eşyası olarak kullanılan inci bir zamanlar çok daha kıymetliydi ve ciddî servet kaynağıydı.…
Bir zamanlar Sarayburnu’nda arz-ı endam eden Dârülfünûn binası, döneminin simge eserlerinden biriydi. Yapıldığı yıllarda büyük…
Ehl-i Sünnet itikadına muhalif görüş ve hareket içerisinde olanlar âlim veya şeyh de olsa, suçlarının…