Osmanlı Tarihi

İttihatçıların Hıristiyan Severliği!

“Abdülhamid idaresine yüreklerimizde beslediğimiz derin kin, sarayın sevmediği her şeyi bize sevdirecek kadar hepimizde acayip bir ‘yanlış görüş’ yapmıştı. Bu yanlış görüş hemen hepimizde yalnız İngiltere hakkında değil, bütün Avrupa siyaseti hakkında vardı. Biz o zaman sanıyorduk ki Avrupa devletlerinin bize gösterdiği düşmanlık bizim Orta Çağ tarzında yaşayışımızdan kaynaklanır, idaremizin bozukluğundan ve saray ile Bâb-ı Âli’nin köhne düşüncesinden doğar…” (Ahmet İhsan Tokgöz)

İttihatçıların Sultan İkinci Abdülhamid düşmanlığı cümle âlemin malumudur. Hıristiyan batının propagandalarına kolayca kanan, batıdan gelen her şeyi kayıtsız şartsız kabul eden İttihatçılar, Osmanlı Devleti’ni daha iyi yönetecekleri iddiasıyla darbe yaptılar. Muvaffak da oldular. İktidarı ele geçirmekle, devlet yönetmenin aynı şeyler olmadığını az çok kafası çalışanlar çok kısa zaman sonra anladılar. Ancak bir kısmı bunu anlamadı. Anladı ise de geri dönülmez bir yola girdiklerini kendilerine bile itiraf edemediler. İttihatçılardan akl-ı selim sahibi olan bazıları o dönemde alenî olarak bu düşüncelerini açıklayamadılarsa da daha sonra yazdıkları hatıralarında çok geç de olsa bazı itiraflarda bulunma dürüstlüğünü gösterebildiler.

Bunlardan biri de Gazeteci Ahmet İhsan Tokgöz’dür. Hatıralarının “İngilizlerin Boer Muharebesinde Gençliğin Lüzumsuz Nümayişi” başlığı altında o günlerin İttihatçılarının dünyaya bakış açısını, ne kadar sığ düşünceli olduklarını, zımnen de olsa Sultan Abdülhamid’i nasıl yanlış değerlendirdiklerini açık yüreklilikle itiraf etmektedir. Lâkin her şey harap olup, yok olup gittikten sonra! Ancak bu bile önemlidir. Güney Afrika’da Kap bölgesinde İngilizlere karşı mücadele eden Boerlerin (Bauer) (Güney Afrika’da İngilizlerce Afrika’nın içlerine doğru sürülen Hollanda asıllı çiftçiler.) bağımsızlık savaşını İngiliz propagandası tesirinde nasıl değerlendirdiklerini şöyle açıklıyor: “İngiltere, hükümet merkezinden 7 bin mil uzakta çetin bir muharebeyi kabule mecbur olmuştu. Bu onun için bütün sömürge siyasetinin ruhuydu. Bağımsızlığını arayan Boerlerle onların aziz reisi Krüger, dünyaya asi ilan edilmişti…

Yazının devamını Yedikıta Dergisi Temmuz (59. Sayı 2013) sayısından okuyabilirsiniz.

Prof. Dr. Hamit Pehlivanlı

Recent Posts

Karadeniz’in Çanakkalesi HARŞİT

Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…

3 hafta ago

İngiltere’den İstanbul Manzarası Mesut İnsanlar Panoraması

Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…

3 hafta ago

Gerze’nin Sevimli Misafiri Balina Aydın’ın İlginç Hikâyesi

Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…

3 hafta ago

Sarayda Kahve Nasıl İkram Edilirdi?

Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…

3 hafta ago

Büyük Selçuklu Sultanlarının Âlimlerle Münasebetleri

Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…

3 hafta ago

Liyakât ve Ehliyet Okulu Enderun İnfografiği

Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!

3 hafta ago