Osmanlı Tarihi

İttihat ve Terakki’nin İdam Sehpaları

Tarihin tekerrürü olarak görülebilecek unutulmaz hadiselerden birisi de İttihat ve Terakki’nin Sultan İkinci Abdülhamid’i tahttan indirip idareye hâkim olmak için tertiplediği 31 Mart Vakası’dır. Uzun süre üstü kapatılmak istenen 31 Mart 1325’teki (13 Nisan 1909) sözde “irtica hareketi” sonrası çok sayıda mazlum insanın darağaçlarına çekilmesi hadisesi, yayınlanan vesikalar ve hatıratlarla günden güne daha da açığa çıkmaktadır…

Son zamanlarda idamlar ve sürgünler konusunda hayli tartışmalar yaşanmaktadır. Yakın tarihimizin çok kanlı hadiselerinden biri olarak da İttihat ve Terakki’nin Sultan İkinci Abdülhamid’i tahttan indirip idareye hâkim olmak için yaptığı faaliyetler içinde çeşitli cinayetler, idamlar ve sürgünler hatıra gelmektedir. İttihat ve Terakki’nin icraatları içinde 31 Mart 1325’teki (13 Nisan 1909) sözde “irtica hareketi” sonrası çok sayıda mazlum insanın darağaçlarına çekilmesi meselesi başta gelmektedir. Tamamen bir tertip olan bu hâdisenin aslında Osmanlı halkı, medrese talebeleri, askerleri ve bilhassa padişah ile hiç alakası olmadığı yayınlanan vesikalar ve hatıratlarla ispatlanmıştır. Herkese bir yafta yakıştırmakta mâhir olanlar o gün de masum insanlara yakıştıracak bir yafta bulmuşlardı.İktidarı ele geçirip, kendileri için tehlikeli gördüklerini bir şekilde tasfiye geleneği ne yazık ki İttihatçılar ile başlamıştır.

31 Mart İsyan DeğilBir Tertiptir

İttihat ve Terakki, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ı tahttan indirmek ve kendi idaresini tesis etmek için yerli ve yabancı işbirlikçilerle beraber bu sözde isyan hareketini organize etti. Daha önce Selanik’ten İstanbul’a getirttikleri Avcı Taburları bu işin baş aktörleri idiler. Avcı Taburları içinde Hıristiyan neferler de vardı. Hem de çavuş, başçavuş gibi mevkilerde idiler. Bilhassa Bulgar, Sırpların mevcudiyeti, İstanbul’da insanlar arasında çok fena tesir yapmıştı. Bunların iyi niyetle Osmanlı ordusuna girmedikleri, İstanbul’da kargaşa ve gürültü çıkarmak davasını güttükleri halkın ağzında söylenir olmuştu. Yalnız askerler değil, halk da tedirgin ve kuşku içindeydi. Güya Meşrûtiyet rejimini korumak maksadıyla getirtilmiş olan Avcı Taburları, İttihatçıların işlediği bir cinayeti bahane ederek isyan ettiler. Sultanahmed Meydanı’nda toplanıp “Şeriat isteriz!” diyerek bağrışmaya başladılar. Silahlar patlıyor, etrafa saldırılıyordu. Her türlü kargaşalık alabildiğine yayılmıştı.

Yazının devamını Yedikıta Dergisi Şubat(42. Sayı 2012) sayısından okuyabilirsiniz.

Özcan F. Koçoğlu

Recent Posts

Şehitler Alayı’nın Cesur Kumandanı Bayram Şehidi Hüseyin Avni Bey

57. Alay’ın başında, elinde kılıcıyla süngü hücumuna kalkan bir komutan olarak görev yapan Hüseyin Avni…

1 gün ago

Hüseyin Avni Bey’in Mektupları

Yarbay Hüseyin Avni Bey’in cephedeki en büyük tesellisi, ailesiyle kurduğu mektuplaşma bağıydı.

1 gün ago

Yarbay Hüseyin Avni Bey’in Kanlı Üniforması ve Kılıcı

Çanakkale Arıburnu’nda şehit düşen 57. Alay Komutanı Piyade Yarbay Hüseyin Avni Bey’e ait kanlı üniforma…

1 gün ago

Konya Dağlarında Bir Emir Sultan

Annemin kardeşlerime söylediği ninnide geçen “Konya dağlarında Emir Sultan” ifadesinin izini sürdüğümde rastladım…

1 gün ago

Kasımpaşa Cami-i Kebiri

Güzelce Kasım Paşa’nın inşa ettirdiği Cami-i Kebir, Sultan Abdülaziz ve Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın şefkatli…

1 gün ago

Selçukluların Anadolu’ya Gelişi

Selçukluların Anadolu’ya gelişi, tarihin seyrini değiştiren bir dönüm noktasıdır. Bu, yalnızca bir fetih ya da…

1 gün ago