20 Şubat 1807 sabahı payitaht İstanbul, en karanlık günlerinden birine uyanmış, beklenmedik bir hadise cereyan etmişti. İngiliz donanmasına ait 14 savaş gemisi İstanbul’a kadar gelmiş, Kınalıada önlerinde demir atmıştı. Yüzyıllardır müttefik dahi olsalar yabancı savaş gemilerinin gelmelerine izin verilmeyen payitahtta, ilk defa böyle bir şey yaşanıyordu. İstanbul’u ablukaya alan İngilizlerin, buna cüret etmesine sebep neydi?..
Sultan Üçüncü Selim, 1789’da tahta çıktığında gerek Osmanlı ve gerekse Avrupa’da buhranlı hadiseler cereyan etmekteydi. Yeni padişah, devlet idaresini ele aldığında Osmanlı, Avusturya ve Rusya ile savaş hâlindeydi. Eflak-Boğdan (Memleketeyn) işgal edilmiş, Kırım ve Belgrad elden kayıp gitmişti.
O günlerde yaşanan Fransız İhtilali’nin sert rüzgârları, kendi topraklarında da esmeye başlayınca Avusturya, işgal ettiği yerleri teslim ederek savaştan çekildi. Böylece Osmanlı, bir nebze olsun rahatlama fırsatı buldu. Rus cephesinde ise savaş hâli sürüyordu. Üçüncü Selim Han, büyük bir azimle savaşa devam edilmesini ve Kırım’ın geri alınmasını arzu etmekteydi. Ancak Osmanlı ordularının her geçen gün kötüye giden vaziyeti, zaferden ümidin kesilmesine neden oldu. Harbin nihayetinde, nüfusunun tamamı Müslüman olan Kırım, kesin olarak kaybedildi.
Vatan toprağının kaybedilmesinin acısı bir yana, dış siyasetteki gelişmeler daha vahimdi. Fransız İhtilali’nin yaktığı ateş, Avrupa’yı yangın yerine çevirmişti. İhtilale müdahale etmek isteyen Avrupalı devletler ile Fransa arasında savaş başladı. Başlarda Osmanlı’nın müdahil olmadığı bu savaşın kıvılcımları, bir süre sonra Osmanlı topraklarına sıçrayacaktı.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 159. sayısından (Kasım 2021) okuyabilirsiniz.
Düzlüklerinde savrulan her bir toz zerreciği dahi buram buram tarih kokar Merv’in. Sanki akıp giden…
Timurlu mimarîsi, pek çok farklı coğrafyadan taşıdığı izlerle Orta Asya’daki İslâm sanatının zirvesidir. Sonraki devirler…
Osmanlı ilim ve irfan geleneğinin parlak simalarından Halîmî Çelebi, ilmiyle âmil, ahlâkıyla mümtaz bir âlimdir.
Selçuklu sultanları ve devlet adamları, kitaplara duydukları hürmeti, ülkenin dört bir yanında inşa ettikleri kütüphanelerle…
“Türk insanı şefkatlidir, ailesine düşkündür. Evlilik ve aile bağlarına genel olarak Avrupalılardan daha çok saygı…
Orta Çağ’dan kalma şatoları, dev araç fabrikası ve Bavyera Ordu Müzesi’nde sergilenen Osmanlı çadırıyla Ingolstadt,…