İslâm şehirciliğinin en güzel numunelerindendir Bağdat. Bir şehirden çok daha fazlası, Orta Zaman’ın en ihtişamlı beldesidir. Medeniyet merkezi olmanın gerektirdiği bütün özellikleri, bünyesinde taşımıştır. İlmin, bilimin, irfanın kalbidir. Bağdat’ı gören gözler, onun güzellikleri karşısında “Tüm dünya sanki onun karşısında çöl gibidir.” demişlerdir…
Asıl ismiyle Medinetü’s-Selâm (Selam Şehri) olan Bağdat, inşasından günümüze değin İslâm coğrafyasının göz bebeği olmuştur. Abbasî hanedanına yaklaşık beş asır boyunca sadece başşehirlik yapmamış, aynı zamanda uzun süre dünya ilim, irfan ve kültür merkezi olmuştur.
Abbasîler, 750 yılında Emevîler’den hilafeti devralınca, İslâm coğrafyasını Şam’dan yönetmek yerine Irak’tan yönetmeyi tercih etmişlerdi. Bir ara Hâşimiye’yi ardından da Enbâr’ı merkez olarak kullanmış, fakat bütün bu şehirler ihtiyaca cevap verememişti.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 152. sayısından (Nisan 2021) okuyabilirsiniz.
“Serhaddin ucunda bir gölge, bir dua gibi durur bazı yerler. Deliorman da onlardan biridir; sessiz,…
Cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, son seferinden hemen önce yazdığı vasiyetnamesinde su hizmetinden bahsediyordu…
Anadolu topraklarında dikilitaş formundaki en büyük Türkçe kitabe, Germiyanoğluları zamanında dikilmiştir. Kütahya’da bulunan kitabe, taş…
“Her gün için bir parça ekmeğim ve ibadet edeceğim bir mescidim olsun, bu bana yeter.”
Bir şehir nasıl marka olur? Veya bir şehir nasıl pazarlanır? Bu sorulara en isabetli cevabı,…
Bu makalemizde İslâm şehirciliğinin ilk dönemlerine ve şehir müelliflerinin ilk misallerine temas edeceğiz…