İslâm şehirciliğinin en güzel numunelerindendir Bağdat. Bir şehirden çok daha fazlası, Orta Zaman’ın en ihtişamlı beldesidir. Medeniyet merkezi olmanın gerektirdiği bütün özellikleri, bünyesinde taşımıştır. İlmin, bilimin, irfanın kalbidir. Bağdat’ı gören gözler, onun güzellikleri karşısında “Tüm dünya sanki onun karşısında çöl gibidir.” demişlerdir…
Asıl ismiyle Medinetü’s-Selâm (Selam Şehri) olan Bağdat, inşasından günümüze değin İslâm coğrafyasının göz bebeği olmuştur. Abbasî hanedanına yaklaşık beş asır boyunca sadece başşehirlik yapmamış, aynı zamanda uzun süre dünya ilim, irfan ve kültür merkezi olmuştur.
Abbasîler, 750 yılında Emevîler’den hilafeti devralınca, İslâm coğrafyasını Şam’dan yönetmek yerine Irak’tan yönetmeyi tercih etmişlerdi. Bir ara Hâşimiye’yi ardından da Enbâr’ı merkez olarak kullanmış, fakat bütün bu şehirler ihtiyaca cevap verememişti.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 152. sayısından (Nisan 2021) okuyabilirsiniz.
57. Alay’ın başında, elinde kılıcıyla süngü hücumuna kalkan bir komutan olarak görev yapan Hüseyin Avni…
Yarbay Hüseyin Avni Bey’in cephedeki en büyük tesellisi, ailesiyle kurduğu mektuplaşma bağıydı.
Çanakkale Arıburnu’nda şehit düşen 57. Alay Komutanı Piyade Yarbay Hüseyin Avni Bey’e ait kanlı üniforma…
Annemin kardeşlerime söylediği ninnide geçen “Konya dağlarında Emir Sultan” ifadesinin izini sürdüğümde rastladım…
Güzelce Kasım Paşa’nın inşa ettirdiği Cami-i Kebir, Sultan Abdülaziz ve Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın şefkatli…
Selçukluların Anadolu’ya gelişi, tarihin seyrini değiştiren bir dönüm noktasıdır. Bu, yalnızca bir fetih ya da…