“Ben bu dükkândan kimseyi boş çevirmedim!” diyor Yunus usta. Ve eski insanların kadirşinaslığını aktarıyor bizlere. Bursa’daki küçücük dükkânında yaptığımız sıcak sohbette hayatını ve mesleğinin farklı yönlerini sizler için o anlattı biz dinledik.
Yunus ustam ilginç, bir o kadar da nadir bir meslek icra ediyorsunuz. Nasıl başladı bu macera?
Çok eski bir macera benimkisi… Küçüklükten beri makinelere karşı ayrı bir ilgim var. Benim asıl mesleğim dokumacılıktı. 60’lı yıllarda Almanya’ya gittim, dokuma fabrikasına. Orada bana bir makine verdiler. Benimki yarı otomatik tezgâh olduğu için tercüman vasıtasıyla ustaya dedim ki, ben şimdi bu makinede bazı değişiklikler yapacağım, bana müdahale etmeyin. Makineye karşı bir yeteneğim var ya. Neyse, makineyi, kendime göre yaptım. Makine cayır cayır işliyor, hiç durmuyor. Herkes şaşırdı. Oradaki diğer Türkler geldi, bana ne yaptığımı sordular. Biz senin yaptığın işin yarısını yapamıyoruz, dediler. Bana 5-10 makine verilmesini istedim, çünkü dokuma işine çok merakım vardı, bir de genciz tabii; fakat olmadı. Fazla dayanamadım sıkıldım Almanya’dan. Ve bir buçuk ay kadar sonra geri Türkiye’ye döndüm.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 108. sayısından (Ağustos 2017) okuyabilirsiniz.
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…