Unutulup gitmiş hekimlerimizdendir Şifaî Şaban Efendi. Hâlbuki o, çalışkanlığı, azim ve gayretiyle devrinin en iyi tabiplerindendi. Üstelik bir toplumun en güzide iki unsuru olan anne ve çocuklar için ilk Türkçe tıp kitabını yazmıştı. Sizce de hatırlanmaya ve anlatmaya değmez mi?..
Türk tıp tarihinde unutulmaması gereken bir hekimdir Şaban-ı Şifaî Efendi. On yedinci asrın ortalarına doğru doğduğu tahmin edilir. Doğum yeri Ayaş, babasının adı Ahmed’dir. Bilhassa kadın ve çocuk hastalıkları konusundaki Tedbiru’l-Mevlûd isimli eseri, bu sahadaki ilk Türkçe kitap olması bakımından önemlidir ve ciddi bir boşluğu doldurmuştur. Şaban Efendi, medrese tahsili için erken yaşlarda İstanbul’a geldi. Tıbba meraklıydı. Medrese mezuniyetinden sonra yıldızı kısa sürede parladı. Kaynaklarda kendisinden tatlı dilli ve güler yüzlü olarak bahsedilir. Hatta Mirzazâde Salim Efendi’nin
kaydettiğine göre tedaviden önce güzel sözlerle hastalarının gönlünü alır, kalbini kuvvetlendirirdi. Bu hususiyetleriyle herkesin olduğu gibi devlet ricalinin de dikkatini çekmeyi başaran Şaban Efendi, çalışkanlığıyla da nam salmıştı. Nitekim tahsilinden sonra Dârüssaâde Ağası Yusuf Ağa’dan himaye görüp saray hekimleri arasına girdi. Fakat bir müddet sonra saraydan ayrılmak durumunda kaldı (1684).
Şark ve garbın tıbbî eserlerini yakından takip eden, Arapça ve Farsçaya son derece hâkim olan Şaban Efendi, bundan sonra Ekmekçioğlu, Koca Mustafa Paşa, Sahn-ı Seman, Sinan Paşa gibi medreselerde müderrislik yaptı. Aynı zamanda şiire ve tarihe de meraklıydı. 1703’te Diyarbakır’a kadı tayin edildi. Bir yıl sonra azledilmiş olduğu hâlde İstanbul’a dönerken memleketi Ankara’da hastalandı ve iyileşemeyerek vefat etti (1705).
Süleymaniye Tıp Medresesi’nde müderrislik, darüşşifasında başhekimlik ve İkinci Viyana Kuşatması’ndan sonra devam eden seferler sırasında da ordu başhekimliği yapan Şifaî Şaban Efendi, pek çok hekim yetiştirmiş bir hocadır.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 139. sayısından (Mart 2020) okuyabilirsiniz.
Şehrin Üçüncü fatihi Emîr Timur, binlerce kilometre mesafe kat edip Anadolu’ya kadar gelmiş, Ege sahillerine…
Birisine ikramda bulunulacağı zaman, tepsiler yardıma yetişir. Bu sefer tepsideki ikramlık, bir kahve yahut tatlı…
Kadılık, kazaskerlik ve müderrislik gibi vazifelerde bulunan Muhaşşî Sinan Efendi, Osmanlı ilmiyesinin önemli simalarından biridir.…
Harita olmadan yerini dahi bilemeyeceğimiz, ismini pek duymadığımız hatta bazılarımızın ilk defa duyduğu Galiçya, bizi…
Genellikle süs eşyası olarak kullanılan inci bir zamanlar çok daha kıymetliydi ve ciddî servet kaynağıydı.…
Bir zamanlar Sarayburnu’nda arz-ı endam eden Dârülfünûn binası, döneminin simge eserlerinden biriydi. Yapıldığı yıllarda büyük…