Almanya ve Fransa için her şey eski bir vagonda başlamıştı. Galip ve mağlup iki devletin geleceğini şekillendirecek anlaşmalar bu vagonda imzalandı. Avrupa’yı kasıp kavuran, Rus steplerine kadar ilerleyen demir pençe Hitler’in Fransızlar üzerindeki hâkimiyeti burada başladığı gibi, yine bu tarihî yerde sona ermiştir.
19. asırda kendini gösteren hızlı sanayileşme, Avrupa’yı dünyanın sermaye, sanayi ve üretim merkezi hâline getirmişti. Zamanla Almanya gibi ulus devletlerin ortaya çıkması Avrupa’daki kuvvetler dengesini bozmuştu. Zira Prusya’nın öncülüğünde doğan Alman birliği, Fransa tarafından hoş karşılanmamış, aralarındaki ihtilaf artarak dünya savaşına yol açan gelişmelerden birisi olmuştur.
İlk Misafir, Almanlar
Birinci Cihan Harbi (1914-1918) yaşanmış, mağlup olanlarla antlaşma masasına oturulmuştu. Yenilenler arasında savaşın müsebbibi olarak gösterilen, yarım asır evvel tarihte esamesi olmayan Almanlar da bulunuyordu. Almanların Fransızlarla yapacağı mütarekeye Compiegne Ormanı’ndaki istasyonda bulunan eski bir vagon ev sahipliği yapıyordu. İki devletin geleceğini belirleyecek bu demir yığını, Fransız Mareşal Ferdinand Foch’a aitti ve meşhur Şark Ekspresi’nin (Orient Express) 2419 D numaralı vagonundan başkası değildi. Almanya, mütarekeyi 11 Kasım 1918’de bu vagonda imzaladı.
Fransızlar için zafer ve barışın sembolü hâline gelen vagon, savaşın ardından Paris’e götürüldü. 1927 yılına kadar gururla sergilendikten sonra müzeden alınarak Almanların kayıtsız şartsız teslim antlaşmasını imzaladığı Compiegne Ormanı’nda yapılan âbideye taşındı. 1940 yılına kadar da birçok merasime ev sahipliği yaptı. Ancak tarihin akışı değişecek, Avrupa’yı kasıp kavuran bir fırtına kopacaktı. 20. yüzyılın yarısına doğru tarihte emsali görülmemiş kanlı bir savaş yaşanacaktı.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 103. sayısından (Mart 2017) okuyabilirsiniz.
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…