Karadeniz deyince aklınıza ilk gelen şey “Hamsi”dir desek hata etmiş olmayız. Kendisi küçük olsa da kültürü büyük bir balıktır hamsi. Hatta Karadenizlilere sorarsanız hamsi, balık bile değil. Balık, balıktır; hamsi, hamsidir. Yeryüzünün farklı yerlerinde tüketilse de Karadeniz’de olduğu gibi yöre halkının hayatıyla bütünleşmiş başka bir balık yok. Öyle ki hamsinin şöhreti, kitaplara dahi konu olmuş. Meşhur seyyahımız Evliya Çelebi, hamsiye değinmekle kalmamış; yemek tarifini dahi vermiş. Karadeniz halkının epeyce düşkün olduğu ve sofralarından eksik etmediği hamsi için bir de kitap yazmışlar. Hamsisever bir şairin kaleme aldığı eserde, hamsiye dair ne varsa anlatılmış…
Hamsi, subtropikal iklim şartlarına uygun denizlerde, 400 metre derinliğe kadar olan yerlerde yaşayan bir tuzlu su balığıdır. En iyi uyum sağladığı sıcaklık, 20-21 derecedir. En çok Karadeniz, Azak Denizi, Marmara, Akdeniz ve Peru’da yaşar. Süveyş Kanalı, Süveyş Körfezi, Norveç ile Londra arasındaki Avrupa kıyıları ve Güney Afrika’da az sayıda da olsa görülür.
Sürü hâlinde yaşarlar. 18 cm’ye kadar büyürler. 1 yaşından itibaren olgunluğa ulaşırlar. Yaklaşık 5 yıl ömürleri vardır. Ülkemizde yoğun olarak Karadeniz kıyılarında görülür. Onun içindir ki Karadeniz kıyılarımızda özellikle de Trabzon ve Rize’de ayrı bir önemi vardır. Tatlısından turşusuna her şekilde kendisinden istifade edilir. O, balıktan daha fazlasıdır. Onun için yanına bir balık ifadesi eklenerek bir tamlama yapılmaz. Lüfer, çinekop, istavrit, palamut bir balıktır ancak hamsi, hamsidir.
Peki, bu canlı ile alâkalı eski kaynaklarımızda nasıl bilgiler var, kültürü kitaplara nasıl yansımış, hakikaten o dönemin yazarları da onu balıkla nitelemekten imtina etmişler midir? Gelin birlikte bakalım. Önce Hammâmizâde Mehmed İhsan Efendi’nin (1885-1948) 1928 yılında yayımlanmış Hamsinâme’sinden yola çıkalım. İhsan Efendi, hamsinin yaşadığı coğrafyaya, özelliklerine, isimlendirmesine, kültür ve edebiyata yansımasına, aynı zamanda oluşturduğu kültüre de eserinde yer vermiş.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 187. sayısından (Mart 2024) okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!