Categories: Osmanlı Tarihi

Genç Mühtedilere Padişah Sahip Çıkmıştı

Hidayetten nasibi olanlar, kıyamete kadar hidayete ermeye devam edecektir. Hz. Allah, hidayeti dileyenlerden dilediğine ihsan edecektir. Müslümanlara düşen vazife, İslâm dinini güzel yaşayarak örnek olmak, bununla beraber tebliğ vazifesini de yapmaktır. Diğer dinlerden İslâm’a girenler, aslında din değiştirmiş olmamakta, asıllarına yani gerçek dinine dönmüş olmaktadır…

Her Şey Çocuklar İçin

Anne ve babası ayrı dinlere mensup çocukların nüfus tescilleri sırasında birçok zorluk ortaya çıkabiliyordu. Bu durum çocukların aleyhineydi. Hatta eğitim haklarından mahrum kalmaya kadar uzanabilmiştir. Nitekim okul çağındaki böylesi çocuklara yöneltilen; “ebeveynlerinden hangisine tabi oldukları ve hangi dinde bulundukları” soruları muğlak kalmıştır. Bu sebeple nüfus müdürlükleri, ebeveyninden biri ihtida eden çocukların eğitim hakkından mahrum kalmamaları için aile durumu belgesi istemekten vazgeçmiştir. İslâm dinine yeni girmiş bu çocukların hem İslâmiyet’i öğrenecek bir okulda eğitim görmeleri istenmiş hem de ileride aldıkları tahsil sayesinde meslek edinme fırsatı bulmaları hedeflenmiştir.

Genç Mühtediler

İslâm dinine yeni giren gençler kimi zaman ailesinden kimi zaman da çevresinden gördüğü reddedilme, dışlanma gibi durumlarla karşı karşıya kalabiliyorlardı. Bu sebeple padişahların ve halkın şefkat eli, her daim üzerlerinde olmuştu.

4 Ağustos 1900’de Sultan İkinci Abdülhamid Han, İslâm diniyle şereflenerek Ahmed Tevfik ismini alan genci, kendi yaptırdığı Hamidiye Hastanesi’nde sünnet ettirdi. Bunun üzerine Ahmed Tevfik, “padişah hazretlerine” yazdığı duygu dolu mektupta teşekkür ederek minnettarlığını gösterdi.

Bir başka misal olarak, ihtida eden Beyrutlu Mehmed Ali, Arapça ve Ermenice biliyordu ve Sanayi Mektebi’ne yerleştirilmesi talebi karşılık bulmuştu.

İhtida eden öğrencilere, okullarda yer ayrılıp maddî yardımlarda bulunulması konusunda da okul yönetimleri, gerekli hassasiyeti gösteriyordu. İlgili yazışmalarda görüldüğü üzere, “Bunlar kaç yaşındadır? Salıverildikleri halde nereye gideceklerdir? Maişetlerini ne suretle temin edeceklerdir? Esasen aileleri yok mudur?” gibi sorulara verilecek cevaplara göre öğrencilere, sultanın şefkat eli uzanmıştır.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 195. sayısı (Kasım 2024) okuyabilirsiniz.

Prof. Dr. Ahmet Köç

Recent Posts

Mukaddes Topraklara Selçuklu Hizmeti

Selçuklu sultanlarının Haremeyn’e olan bağlılıkları ve İslâm ümmetine hizmet etme arzusu, her şeyin üzerinde olmuştur.…

2 hafta ago

Çanakkale Siperlerinde Bir Damla Su

Çanakkale’de bir yanda düşmanla göğüs göğüse çarpışılırken, diğer yanda yakıcı sıcak, toz bulutları, sinekler ve…

2 hafta ago

Fotoğraf Arkası Yazıları

Bir fotoğraf karesinin arkasında yer alan ifadeler, sadece bir fotoğrafı değil, o ânın içindeki bütün…

2 hafta ago

Şehzade Cihangir ve Sultan Süleyman Han’ın Serencamı

Tarihin en kudretli hükümdarlarından biri olan Sultan Süleyman Han’ın uzun ve zaferlerle dolu saltanatı, kudretinin…

2 hafta ago

Peygamber Âşığı İki Vezir

Selçuklu döneminde sultanlarla birlikte vezirler ve önde gelen devlet adamları da mukaddes beldelere hizmet etmeyi…

2 hafta ago

Selçuklu Hac Emîrlerinin Mukaddes Beldelere Hizmetleri

Hac emîrliği, Abbasîler ve Selçuklular devrinde güvenliğin ötesinde siyasî ve dinî otoritenin de sembolü olmuştur.…

2 hafta ago