Yüz yıldır gencinden ihtiyarına eşiğinden adım atan her Âdemoğluna hizmet veren, huzur kapıları açan bu güzel cami, zannedilmesin ki Osmanlı ile terk ettiğimiz yaban ellerdedir. Ne Kosova’da, ne Bosna’da, ne de Arnavutluk’ta. Bu boynu bükük nadide gül, anavatanın güneyinde, Silifke’de böyle kaderine terk edilmiş. Geçen her gün, ömür sarayının bir tuğlasını düşürüyor…
Silifke’nin Sökün köyünde (şimdi mahalle) 1913 yılında inşa edilen cami, bugün Sökün ile Kurtuluş köyü arasında kalmış. Cemaatin fazla olduğu vakitlerde köyün ihtiyacını karşılayamayınca köylü bir cami daha yaptırmış. Bu cami ise zamanla âtıl kalıp harâbiyete yüz tutmuş. Bazı kendini bilmezlerin mısır kuruttuğu, etrafı mezbelelik haline gelen cami, mukaddes bir mekâna yakışmayacak bir vaziyette maalesef.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 90. sayısından (Şubat 2016) okuyabilirsiniz.
Daha fazla fotoğraf:
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!