Şu fani dünyada kimi yaptığı eserle, kimi hayırlı bir iş ile yaşatır, ismini. Bazen de eserler, asırlarca yaşar da isimler anılmaz olur. Bugün İstanbul’daki birçok yapının isimsiz bânîsi Sultan Üçüncü Mustafa’yı ismiyle ve hayırla yâd edelim istedik…
17 senelik saltanatında (1757-1774) Sultan Üçüncü Mustafa; sükûnetle geçen yıllar da gördü, İstanbul’u yerle yeksan eden büyük zelzeleyi (1766) de yaşadı. Ordusunun nice zaferlerine şahit olurken, mağlubiyet zamanlarında ise hüzne gark oldu. Savaşsız ve sakin geçen saltanatının ilk yıllarında devlet yönetimine intizam getirdi, hazineyi zenginleştirdi; devleti tasarrufa ve ihtiyatlı olmaya sevk etti. Âdeta sonrasında gelecek felaketleri görmüş gibiydi…
Sultan Üçüncü Mustafa, tahta çıktığında Avrupa tarafında Belgrad Antlaşması’yla (1739) sağlanan sulh devri devam ediyordu. Osmanlı Devleti, uzun savaşsız dönemin de tesiriyle malî bakımdan iyi durumdaydı. Sultan, rehavete kapılmadan ilk icraat olarak tasarrufa dikkat etmiş ve uyguladığı tedbirlerle, zaman içinde devlet hazinesi daha da zenginleşmişti. Bunun yanında senelerdir ciddî manada savaş yüzü görmeyen ordunun intizamının bozulmaya başladığını görmüş, çeşitli ıslahatlarla, tertip ve düzeni tesise çalışmıştı.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 163. sayısından (Mart 2022) okuyabilirsiniz.
“Serhaddin ucunda bir gölge, bir dua gibi durur bazı yerler. Deliorman da onlardan biridir; sessiz,…
Cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, son seferinden hemen önce yazdığı vasiyetnamesinde su hizmetinden bahsediyordu…
Anadolu topraklarında dikilitaş formundaki en büyük Türkçe kitabe, Germiyanoğluları zamanında dikilmiştir. Kütahya’da bulunan kitabe, taş…
“Her gün için bir parça ekmeğim ve ibadet edeceğim bir mescidim olsun, bu bana yeter.”
Bir şehir nasıl marka olur? Veya bir şehir nasıl pazarlanır? Bu sorulara en isabetli cevabı,…
Bu makalemizde İslâm şehirciliğinin ilk dönemlerine ve şehir müelliflerinin ilk misallerine temas edeceğiz…