Osmanlı, zarafet ve nezaketle ilmek ilmek işlediği öyle bir medeniyet inşa etmişti ki bu medeniyetin merkezinde merhamet, başköşedeydi. İnsanın ihsan ile hayatın hasenat ile bir arada olduğu bir tasavvur; edeple gelenin lütufla ahiret yurduna vardığı asude zamanlar ve edebin “Edeb Yâ Hû!” ihtarına muhatap olmamakla ölçüldüğü mütevazı hayatlar, hep o kadîm Osmanlı gündelik hayatından yansıyan güzelliklerdi…
Edep kelimesi, Arapça güzel ahlâk, zarafet, nezaket, hicab ve hayâ manalarına gelir. Edebin çoğulu ile topluluk hâlinde ahenkli olma ve güzel geçinme demek olan muaşeret kelimesi, beraberce adab-ı muaşeret/nezaket kuralları diye zikredilir.
Eskiden insanlar, bu kaideler müvacehesince ahenkli bir şekilde yaşadılar. Tesis ettikleri edep ve ahlâk düsturlarıyla büyük bir medeniyet inşa ettiler. Cemiyetin temeli olan insana, en büyük yatırım olan edep ve ahlâkî donanımı daha küçük yaşlarda aktardılar. Nihayetinde Osmanlı Beyefendisi/Hanımefendisi eksenli “Osmanlı İnsanı” modeli teşekkül etti. İşte bu Osmanlı insanını inşa eden temel düsturlardan bazıları…
Zarafet medeniyetinde insanın kendinden bahsetmesi, çok büyük nezaketsizlik sayılırdı. Zarif kimseler, ben yerine “bendeniz” diye kendilerini takdim ederlerdi ki bu kelime, Farsçada “köle” manasına geliyordu. Yani; bendeniz/ köleniz, buyurun efendim nezaketi sergilenirdi. Makam, mevki, şan ve şöhrette üstünlük aranmazdı. Takva sahibi olmak, en büyük fazilet sayılırdı. Hatta en büyük dünyevî mevkide bulunan sultanlara bile “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var!” ikazı, her daim hatırlatılırdı.
Eskiler, evlerinin duvarlarına dahi “Ya Mâlike’l-Mülk” yazarlardı ki “Ey Allah’ım! Bütün mülkün gerçek sahibi, varlığın hâkimi sensin.” manasına gelirdi.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 156. sayısından (Ağustos 2021) okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!