Bu ay “Yerinde Tarih” bölümümüzde sizleri Hindistan’a götürüyoruz. Kalabalık, bol baharatlı ve olabildiğince renkli bu ülke, bağrında bize dair binlerce hatıra ve yüzlerce eser barındırıyor. Günümüzde, resmî olmayan kayıtlara göre 200 milyondan fazla Müslüman’ın yaşadığı bu geniş coğrafya, yaklaşık 7 asır Türkler tarafından huzur içinde yönetilmişti. Ta ki sömürgeciler gelinceye dek…
Sizlere, “Lütfen gözlerinizi kapatın, kalabalık, karmaşık, bol baharatlı ve olabildiğince renkli bir ülke hayal edin.” dediğimizde, muhtemelen zihinlerinizde Hindistan canlanır. Her gidenin ve görenin farklı bir cihetine takıldığı, nev’i şahsına münhasır bir ülke burası. Gidip görenlerin bir kısmının kalmak için, diğer bir kısmının ise kendisine “Ne işim var burada?” diye söylenip, geri dönmek için can attığı zıtlıklar diyarı. Peki, bizim ne işimiz var Hindistan’da? İsterseniz önce buradan başlayalım.
Günümüzde Pakistan, Hindistan ve Bangladeş’in bulunduğu toprakların tamamı bir zamanlar Hindistan olarak isimlendiriliyordu ve bu geniş coğrafya, yaklaşık 650 yıl Müslüman Türkler tarafından yönetildi. Anadolu, Balkanlar, Arap Yarımadası ve Afrika topraklarına Osmanlıların hükmettiği yıllarda Hindistan’da, Delhi Türk Sultanlığı ile başlayan ve Bâbürlülerle devam eden Türk asırları yaşanıyordu. Hindistan’da Türk devrini bitiren, sömürü düzeninin vazgeçilmez neferi, İngilizler oldu. Türkler, yaklaşık 7 asır boyunca yönettikleri bu topraklarda, inşa ettikleri eserlerle kalıcı izler bıraktı. Özellikle yazımıza da konu olan Delhi, tarihe şahitlik etmiş pek çok eserin bulunduğu, ismi kazınmış nice kahramanın ve mühim zâtın metfun olduğu bir şehir.
Beklediğimizden daha tertipli bir havalimanına iniyoruz. Yaklaşık 15 senesini Hindistan’da geçirmiş Abdurrahman Bey, bizleri karşılıyor. Kendileri bu seyahatimizde bize mihmandarlık yapacaklar. Yeni metro çalışmalarını, yollardaki inşaatları görünce, havalimanının gayet düzenli oluşunu da ekleyerek mihmandarımıza soruyoruz. Abdurrahman Bey kısaca anlatıyor. Hindistan, tüm dünyada kendisi hakkında var olan olumsuz intibaları bertaraf etmek çabası içerisinde, pek çok çalışma yapıyormuş. Bunun için çok ciddi bütçeler ayrılmış. Şimdilik yolun başında olunsa da gelişmeler umut vaat ediyor. Birkaç gün başkent Delhi’de bulunacak, ardından diğer şehirlere geçeceğiz. Buyurun Delhi’yi hep birlikte gezelim.
Hindistan’ın tarihî başkenti Delhi, yan yana kurulmuş iki büyük yerleşimden oluşuyor. 17. asırda Bâbürlü sultanı Şah Cihan, devletin başkentini Agra’dan Delhi’ye taşımış ve buraya Şahcihanâbâd ismini vermiş. Onun kurduğu şehir, bugün Eski Delhi olarak biliniyor ve bu bölgede Müslüman Bâbürlüler tarafından 17. ve 19. yüzyıllar arasında inşa edilmiş bir kale ile camiler, medreseler, türbeler ve tekkeler bulunuyor. Yeni Delhi ise İngilizlerin 19. yüzyılda, kendi ihtiyaçlarını karşılamak için inşa ettikleri modern yapılardan oluşuyor.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 131. sayısından (Temmuz 2019) okuyabilirsiniz.
Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…
Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…
Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…
Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…
Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…
Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…
View Comments
Her makale birbirinden farklı ve güzel Yedikıta Dergisi ile 1 ay boyunca mükemmel bir yolculuktayız. Teşekkürler.