Yedikıta ekibi olarak dünyanın farklı şehirlerinde tarihin izlerini sürmeye, tarihi bizzat yerinde müşahede ederek siz kıymetli okuyucularımıza sunmaya devam ediyoruz. Bu seferki rotamız, Pakistan’ın kadim şehri Lahor…
Uçağımız, İstanbul’dan havalanıyor ve uzun bir yolculuk bizleri bekliyor. Vakti değerlendirmek adına Lahor ve Pakistan hakkında topladığımız notları karıştırıyoruz. Notlarımızın arasında bir şey dikkatimizi çekiyor. Eskilerden bir şair “İsfahan nısf-ı cihanest.” yani “İsfahan cihanın yarısıdır.” demiş. Sonra başka bir şair buna eklemiş; “Eğer Lahor ne-bâşed…” yani “Evet, İsfahan cihanın yarısıdır ama eğer Lahor olmasaydı…”
Cihanın yarısı edecek güzellikte bir şehir… Zihinlerde çok farklı şeyler canlanıyor değil mi? Maalesef kadim İslâm şehirleri için sarf edilen bu tür sözler artık çok eskilerde kaldı. O eski zamanların üzerinden nice istilalar, nice sömürgeciler ve hususiyle de acımasız zaman geçti. İslâm şehirlerinin ortak kaderi savaşlar, yoksulluk, vizyonsuz idareciler ve çarpık kentleşme… Henüz son çeyrek asırda dahi onlarca kadim İslâm şehri tanınmaz hâle geldi. Ancak her şeye rağmen dövünmenin, umutsuzluğa kapılmanın vakti değil şimdi. Zira bizim için bu selden ne kurtarsak kârdır.
Bu duygularla sabaha karşı varıyoruz Lahor’a. Sekiz yıldır Pakistan’da yaşayan Hasan Bey karşılıyor bizi. Lahor’da kaldığımız süre boyunca Hasan Bey bize rehberlik yapacak. Kısa bir istirahatın ardından kendimizi Lahor sokaklarına atıyoruz. İlk durağımız Padişah Camii. Pakistan’ın ikinci kalabalık şehri olan Lahor’da bir yerden bir yere gitmek oldukça meşakkatli, hatta bazen imkânsız. Otomobiller, rikşalar, tuktuklar, motosikletler, at, eşek ve öküzlerin çektiği arabalar aynı cadde üzerinde hareket ediyor. Korna sesleri neredeyse hiç kesilmiyor. Anlayacağınız devasa bir curcuna…
Yazının devamını Yedikıta Dergisi 120. sayısından (Ağustos 2018) okuyabilirsiniz.
Birinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan birisiydi. Osmanlı Devleti’ni parçalama savaşı da…
Panoramik gösterimin mucidi ve patent sahibi Robert Barker ile küçüklüğünden beri panorama resimleri yapan oğlu…
Bundan 32 yıl önce, Sinop’un balıkçı kasabası Gerze’yi, sevimli bir misafir ziyaret etmişti. Kendini çok…
Türk kahvesi, sadece lezzetli bir içecek olmanın ötesinde, 500 yıl aşkın bir geçmişe sahip, köklü…
Salih kimselerin sohbetinde bulunmanın ve onlarla hemhâl olmanın, gönüllere ferahlık ve huzur verdiği, defaatle söylenmiştir.…
Osmanlı Devleti'nin bu kıymetli okulu Enderun'u infografik formatında sizlerle!