Biri Çekmiş Diğeri Resmetmiş ‘Zonaro’lar

Zonarolar, Osmanlı’nın görsel dünyasına önemli katkılar sunan bir ailedir. İtalyan ressam Fausto Zonaro 20 yıllık İstanbul hayatına sayısız resim sığdırırken eşi Elisa Zonaro da İstanbul’un sosyal hayatının gerçek anlamda fotoğrafını çekmişti…

Fausto Zonaro’nun hayatı 1854’de İtalya’nın Padova şehrinde başlamış, yine 1929 yılında İtalya’da son bulmuştu. Ama onun ve ailesinin hayatında İstanbul’un büyük bir yeri vardı. Sultan İkinci Abdülhamid devrinde, 1891-1910 yılları arasında Payitaht’ta kalan Zonaro, ressamlık kariyerinin zirvesine de yine İstanbul’da çıkmıştı.

Elisa Zonaro ise eşi Fausto Zonaro’nun bir taraftan hayatını kolaylaştırırken diğer taraftan onun sanatının tanınması için fotoğrafçılık öğrenmişti. Hem çocuklarını yetiştirirken hem de İstanbul’un farklı mahallerinin fotoğrafını çekmişti. Tıpkı kocası gibi Elisa’yı da asıl cezbeden; sokakları, gündelik hayatı, güzel manzaraları ile İstanbul ve bu güzel şehirde yaşayanlardır.

Elisa, henüz şehirdeki ilk yıllarında yeni bir teknoloji olan fotoğraftan faydalanmanın kocasının mesleğine büyük katkı sağlayabileceğini fark eder. Bu maksatla bir yaşındaki oğlunu da yanına alarak, fotoğraf tekniğini öğrenmek üzere Paris’e gider. Elisa Zonaro, burada fotoğrafçılıkta yeni teknikleri öğrenir ve kısa sürede işin pratiğini kazanır.

Elisa, Paris’ten İstanbul’a hem edindiği tecrübe hem de fotoğraf makineleri, fotoğraf sehpaları ve baskı yapmak için gerekli ekipmanla döner. Eşi Fausto Zonaro’nun büyük eserlerinin tanıtımı için fotoğrafla da olsa çoğaltılması gerektiğine inanan Elisa’nın hazırladığı replikalar, pek çok sanatseverle buluşur ve Fausto Zonaro’nun ününü arttırır.

Zonaro ailesinin İstanbul yıllarını iki bölüme ayırmak mümkün. Fausto Zonaro, ilk yıllarında yaşadığı maddî sıkıntılar sebebiyle yaptığı resimleri düşük fiyatla satarak ve resim dersleri vererek hayatını idame etmeye çalışıyordu. Zonaro’nun bu dönemde genellikle açık havada, kendi hazırladığı ahşap panoların üstüne yaptığı resimlere rastlanır.

Kapak yazısının tamamını Yedikıta Dergisi 198. sayısından (Şubat 2025) okuyabilirsiniz.

Tuna Ser

Recent Posts

Balkanlarda Müslüman Kimliğinin Kalbi Deliorman

“Serhaddin ucunda bir gölge, bir dua gibi durur bazı yerler. Deliorman da onlardan biridir; sessiz,…

2 hafta ago

Kanuni Sultan Süleyman Han’ın Son Vasiyeti

Cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, son seferinden hemen önce yazdığı vasiyetnamesinde su hizmetinden bahsediyordu…

2 hafta ago

Anadolu’da Taşa Kazınmış En Büyük Türkçe Kitabe Taş Vakfiye

Anadolu topraklarında dikilitaş formundaki en büyük Türkçe kitabe, Germiyanoğluları zamanında dikilmiştir. Kütahya’da bulunan kitabe, taş…

2 hafta ago

Nizâmülmülk’ün Manevî Dünyası

“Her gün için bir parça ekmeğim ve ibadet edeceğim bir mescidim olsun, bu bana yeter.”

2 hafta ago

Marka Şehir Londra

Bir şehir nasıl marka olur? Veya bir şehir nasıl pazarlanır? Bu sorulara en isabetli cevabı,…

2 hafta ago

İslâm Şehir Tarihçiliğinin İlkleri

Bu makalemizde İslâm şehirciliğinin ilk dönemlerine ve şehir müelliflerinin ilk misallerine temas edeceğiz…

2 hafta ago