“Macarlar Tuna üzerinden Osmanlı’ya el uzattıkları gün Pan-slavizm fikrini yayanlar dünyanın dört bir yanında Osmanlılık aleyhine etmedik hezeyan bırakmazlardı. Avrupa’da bu yalanları reddedip Osmanlılara yardım elini ilk uzatanlar o mert oğlu mert Macarlar olmuştur.”
(Mehmed Tevfik Bey, Macaristan Seyahatnamesi)
Osmanlıların Rumeli topraklarına, özellikle Balkanlar ve daha yukarısına en az ana yurtları Anadolu kadar ehemmiyet verdiklerini biliyoruz. “Anadolu’da herhangi bir devletin bekâsı, İstanbul bir durumda olmasına bağlıydı.” diyen bir edebiyatçımız da Osmanlıların bu bölgeye verdiği ehemmiyeti teyit eder mahiyette. Öte taraftan yalnız Osmanlılar değil Avarlar ve Peçenekler gibi diğer muhtelif Türk kabileleri de o bölgelere gitmiş; hatta “kağanlık”lar kurmuşlardı. Yani Avrupa kıtasında izlerimiz ve varlığımız hayli eskiydi. Nitekim Macarlarla Türklerin yahut Osmanlıların münasebetleri oldukça kadim ve fakat bu makalede bizim işlemek istediğimiz konu 19. asrın ortasında meydana gelen ve iki milleti siyasî ve bir parça kalbî manada yaklaştıran “Macar Mültecileri” meselesi.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Ağustos (48. Sayı 2012) sayısından okuyabilirsiniz.
Tasavvufun derinliklerinde yoğrulmuş, ilim ve hikmetle mücehhez velî ve Peygamber neslinden olan Emir Sultan Hazretleri’nin,…
Bir zamanlar Osmanlı’nın sanayi hamlelerinden biri olarak kurulan ve yıllarca Eyüpsultan’ın silüetinde mütevazı duruşuyla varlığını…
Yüzyıllar boyunca nice padişahlar, nice vezirler; camilerde zafer öncesi ellerini kaldırıp dua etmiş, cemaatle aynı…
Nadarlar, dünya fotoğrafçılığının seyrine damga vuran bir aile. Paul Nadar da fotoğrafçı babanın fotoğrafçı oğlu.…
Bu makalemizde Ârif Hikmet’in hem sanat anlayışına hem de Hatt-ı Sünbülî’nin tasavvufî estetiğine göz atıyoruz…
İslâm’da kadın, yalnızca bir birey değil; rahmetin, şefkatin ve faziletin timsalidir. Cahiliye devrinin karanlığını vahyin…