Bilgiden İrfana Marifetname
On sekizinci yüzyıl Osmanlı âlimlerinden Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin Marifetname adlı eseri, Müslümanlar nezdinde müstesna bir yere sahip. Müellifin gönül hokkasına, marifet divitini bana bana yazdığı kıymetli eser, bugün dahi okuyanlara ışık olmaya devam ediyor. Asırları aşan muhtevasıyla birçok dile tercüme edilen eserin hikâyesine buyurmaz mısınız?..
Kitap odur ki besmele ile başlaya. Marifetname dahi Allah’ın güzel adı ile girer söze. Ki besmele hayrın anahtarıdır. Güzellikle başlamanın yordamıdır. Ardından hamdele ve salvele gelir. Ki hamd ile sözü, salavat ile gönlü yıkansın okuyanların.
Kitap odur ki bir ismi ola. Kitabımızın ismi Marifetname’dir. “Men arefe nefsehû fakad arefe rabbehû” (“Nefsini bilen, rabbini bilir.” Hadis-i şerif). Marifetname, işte bu “arefe” sırrının derdine düşmüştür. Bilmek, anlamak, irfan sahibi olmak, marifete varmak derdindedir.
Kitap o ki bir fenni ola. Lakin Marifetname’nin bir tanecik fenni yoktur ki. O âdeta bin bir çiçekli bahçedir. Ne ararsan bulunur içinde. Daldan dala atlar, muhabbetten muhabbete konar. Türlü gülden bal dermiştir âdeta. Kitap odur ki bir müellifi ola. Erzurumlu İbrahim Hakkı derler Marifetname’nin yazarına. Marifetname’den bahsedeceğiz. Lakin evvela İbrahim Hakkı merhumu tanıyalım.
Üçüncü Ahmed Han’ın tahta çıktığı 1703 yılında Erzurum’un Hasankale’sinde dünyaya gelir İbrahim Hakkı.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 146. sayısından (Ekim 2020) okuyabilirsiniz.
Kore Savaşı'ndaki Türk askerin disiplin ve dirayeti, Amerikan ordusunun oldukça dikkatini çekmiş ve araştırma konusu…
Roger de Flor... Kimi zaman iyi bir kumandan, kimi zaman bir hain olarak anıldı. Bir…
Tarih kitapları, kar hakkında bilgi verirken daha çok onun olumsuz rolünden bahsederler ve bu konuya…
Şimdi bu dönüşümün ortasında, eski ve yeni Trabzon arasında bir köprü kurarak; anılarımı ve şehri,…
Bazı mürekkepler vardır ki çok iz bıraksalar da kendileri görünmezler. İsimleri satır aralarında gizli kalmış,…
Tarih sahnesinde öyle devirler vardır ki yalnızca kılıçla değil, kalemle de hüküm sürülür. Selçuklu asrı,…