Tarihin pek çok devrinde mukaddesata hürmet gösterilmişse de Osmanlı’da, zirve noktasına ulaşmıştır. Mevzubahis mukaddesat olunca gönül terazileri, pek hassas tartar olmuştur. Öyle ki Sevr Mağarası’ndaki mucizenin sessiz şahitlerinden olan güvercinlerin 1273 yıl sonraki torunları bile Osmanlı’dan hürmet görmüştü…
Mukaddesata hürmet, İslâm’ın şiarındandır. Cenab-ı Hak ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bazı mekânları mukaddes kılmış, hürmet gösterilmesini emretmiştir. Tabii bu mekânların şerefi ve kutsiyeti “şerefü’l-mekân bi’l-mekîn” sözünün manasınca, orada yaşayanla da alâkalıdır. Zaman içerisinde bu mukaddes mekânların kendisiyle beraber, mekânlarda kullanılan eşya, mekânların bakımı ve idaresi için kurulan müesseseler, bir gelenek ve kültür oluşturmuştur.
Asr-ı Saadet’le başlayan bu gelenek, ardından gelen zevat ve devletler ile günümüze kadar aktarılmıştır. Ecdadımız Osmanlı da bu geleneğin en güzel temsilcisi ve uygulayıcısıdır. Asırlar boyu Hâdimü’l-Haremeyn olarak yapılan hizmetlerde büyük hassasiyet gösterilmiş, Asr-ı Saadet’ten kalan hatıralar, en itinalı şekilde muhafaza edilmiştir.
Mısır’ın fethi ve Mukaddes Emanetler’in İstanbul’a getirilmesiyle, bu hassasiyet daha da artmıştır. Emanetler için sarayda padişahların kullandığı en müstesna mekânlar tahsis edilmiştir. Değerli madenlerden mahfazalar yapılmış, bakımı için görevliler tayin edilerek, gül suyu ve amber gibi güzel kokularla temizlikleri yapılmıştır. Kendilerinden teberrüken istifade edilmiştir.
Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 173. sayısından (Ocak 2023) okuyabilirsiniz.
Haziran 1908’de Baltık Denizi kıyısındaki Reval şehrinde, İngiltere’nin kral ve kraliçesi ile Rusya’nın çar ve…
Avrupa’da yaygın olan cüzzam hastalığı, haçlıların Kudüs’ü işgaliyle başka coğrafyalarda da görülmeye başlamıştı. Bu hastalığı…
Toprak, bir milletin hafızasıdır. O hafızanın en derin satırlarını ise mezar taşları yazar. Her biri…
Eskişehir’in doğusunda, Sakarya Nehri’nin sessiz pınarlarından hayat bulan verimli bozkırlarda, iki kardeş ilçe yükselir: Çifteler…
Sultanların saltanatına değer katan seçkin âlimlerden biri de, Sultan Fatih’in en büyük destekçilerinden Fenârîzâde Ali…
Ordusu, müneccimlerin vereceği haberi beklerken o, okuduğu âyet-i kerîmelerle askerlerine en büyük dayanağı sağlamıştı…