Categories: Kültür Tarihi

Anadolu’da Sakin Bir Taşra Nahiyesi Mihalıççık

Osmanlı’nın küçük bir kazası olan Mihalıççık, meşhur akıncı ailelerinden Mihaloğulları ile özdeşleşmiştir. Topkapı Sarayı’na tay yetiştiren Mihalıççık bölgesi, geniş tarım arazileri ve bereketli toprakları ile son derece önemli bir konuma sahiptir. Hayır eserleriyle dikkat çeken Mihalıççık’ta, altmıştan fazla cami ve mescid yapılmıştır. Bunların haricinde bölge genelinde medrese, hamam, konak, tekke ve zaviye gibi yapılar da mevcuttur…

Coğrafî olarak İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Mihalıççık, bağlı olduğu Eskişehir’e yaklaşık 100 km mesafede bulunuyor. Yerleşik olarak burada yaşayan 10 binden fazla insan var. Ama her yıl daha fazlası, bu küçük ama güzel ilçeyi ziyaret ediyor. Burası aynı zamanda Yunus Emre’nin doğduğu yer olarak biliniyor.

Yemyeşil tabiatıyla Mihalıççık, bünyesinde bereketli toprakları barındırıyor. Endemik bitki çeşitliliği ve yabanî hayvan popülasyonu ile Anadolu’da önemli bir yere sahip. Çamlarla bezeli ormanları, gürül gürül akan nehirleri ve şelaleleriyle keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Doğal güzellikleri kadar, tarihî zenginlikleriyle de dikkatleri üzerine çekiyor.

Mihalıççık, hakkında araştırma yaparken dikkatimizi çeken ilk şey ismi oldu. Telaffuzu biraz zor olsa da tarihten bir şeyler fısıldıyor gibi. Roma ve Bizans dönemlerinde ismi Acreia olarak geçen beldeye “Mihalıççık” ismini, Osmanlılar vermiş. Mihalıççık’ta ilk Müslüman yerleşimi Selçuklular devrinde başlamış. Selçuklu döneminde, bölgenin hangi isimle anıldığını kesin olarak bilemiyoruz. Kaynaklarda, Osmanlı kuruluş döneminden itibaren, Mihaliç olarak geçtiğini görmekteyiz.

Peki Kim Bu Mihaliç?

Mihal denilince, hepimizin aklına Osman Bey’in yoldaşı Köse Mihal geliyor. Malumunuz Köse Mihal, Bizans tekfuru iken İslâm’la müşerref olmuş, Abdullah Mihal Gazi ismini alarak Osmanlı’ya hizmet etmiştir. Onun soyundan gelenler, Rumeli’nin fethinde mühim roller üstlenmişler, akıncı beyleri olarak sadakatle görev yapmışlar.

Osman Bey’in, kendisine bağlılığını bildirerek yol arkadaşlığı yapan Köse Mihal’e, Mihalıççık ve çevresini tımar olarak verdiği söylenir. Bu rivayetin doğruluğu hakkında elimizde henüz mevcut bilgi yok. Ancak Mihalıççık’ta Köse Mihal’in oğluna ait bir türbe ve zaviyenin bulunması, rivayetin gerçek olabileceğine işarettir. Dolayısıyla bu mümtaz aileye nispetle güzide bölgeye “Mihalıççık” isminin verilmiş olması mümkündür.

Kaynaklarda Mihalıç ismini, ilk olarak 1362 tarihli vakfiyede (Abdullah oğlu Mihalic Bey Vakfı) görüyoruz. Vakfiyede geçen kişinin, Köse Mihal’in oğlu olduğu biliniyor. Bu bilgiler ışığında diyebiliriz ki Mihalıççık ismi, kesin olmamakla birlikte Osmanlı’nın kuruluş döneminden itibaren kullanılmıştı.

Yazının tamamını Yedikıta Dergisi 193. sayısı (Eylül 2024) okuyabilirsiniz.

Kayıhan Çağlar

Recent Posts

İzmir Fatihi Emîr Timur

Şehrin Üçüncü fatihi Emîr Timur, binlerce kilometre mesafe kat edip Anadolu’ya kadar gelmiş, Ege sahillerine…

2 gün ago

Tepside Sunulan İstanbul

Birisine ikramda bulunulacağı zaman, tepsiler yardıma yetişir. Bu sefer tepsideki ikramlık, bir kahve yahut tatlı…

2 gün ago

Lakabını Eserinden Alan Âlim Muhaşşî Sinan Efendi

Kadılık, kazaskerlik ve müderrislik gibi vazifelerde bulunan Muhaşşî Sinan Efendi, Osmanlı ilmiyesinin önemli simalarından biridir.…

2 gün ago

Galiçya Bizim Neyimiz Olur?

Harita olmadan yerini dahi bilemeyeceğimiz, ismini pek duymadığımız hatta bazılarımızın ilk defa duyduğu Galiçya, bizi…

2 gün ago

Basra Körfezi’nde İnci Avcılığı

Genellikle süs eşyası olarak kullanılan inci bir zamanlar çok daha kıymetliydi ve ciddî servet kaynağıydı.…

2 gün ago

Sarayburnu Sırtlarının Âbidevî Eseriydi Artık Yerinde Yeller Esiyor Dârülfünûn

Bir zamanlar Sarayburnu’nda arz-ı endam eden Dârülfünûn binası, döneminin simge eserlerinden biriydi. Yapıldığı yıllarda büyük…

2 gün ago