Devletlerarası münasebetlerde elçilerin ve elçilik heyetlerinin mühim bir yeri vardır. Protokol sıralamasında bir elçinin oturduğu sandalyenin yüksekliği bile onun temsil gücünü gösterir… Bundan 341 yıl önce Fransa’nın İstanbul elçisinin temsil derecesi küçültüldüğü gibi bir de alçak sandalyeye oturtulmuştu…
Geçen sayımızda Dördüncü Mehmed Han devrinde Osmanlı – Fransa münasebetleri üzerinde durmuş ve Müteferrika Süleyman Ağa’nın Paris’e yaptığı seyahatten bahsetmiştik. Bu yazımızda bir yıl sonra Fransa’nın İstanbul’a göndermiş olduğu elçileri ve başlarına gelen hadiseleri ele alacağız.
Fransa Kralı On Dördüncü Louis, bozulan Osmanlı-Fransa münasebetlerini yeniden kurmak ve ticari anlaşmaları yenilemek için hâkimlikten yetişme Marki Dö Novantel’i elçi olarak seçti. Novantel maiyetiyle birlikte 20 Ağustos 1670’te La Prences firkateyni ile Marsilya’dan yola çıktı. İki aylık bir yolculuktan sonra İstanbul’a ulaştı.
Yazının devamını Yedikıta Dergisi Nisan (44. Sayı 2012) sayısından okuyabilirsiniz.
Düzlüklerinde savrulan her bir toz zerreciği dahi buram buram tarih kokar Merv’in. Sanki akıp giden…
Timurlu mimarîsi, pek çok farklı coğrafyadan taşıdığı izlerle Orta Asya’daki İslâm sanatının zirvesidir. Sonraki devirler…
Osmanlı ilim ve irfan geleneğinin parlak simalarından Halîmî Çelebi, ilmiyle âmil, ahlâkıyla mümtaz bir âlimdir.
Selçuklu sultanları ve devlet adamları, kitaplara duydukları hürmeti, ülkenin dört bir yanında inşa ettikleri kütüphanelerle…
“Türk insanı şefkatlidir, ailesine düşkündür. Evlilik ve aile bağlarına genel olarak Avrupalılardan daha çok saygı…
Orta Çağ’dan kalma şatoları, dev araç fabrikası ve Bavyera Ordu Müzesi’nde sergilenen Osmanlı çadırıyla Ingolstadt,…