Bir tarafı Karadeniz, diğer tarafı Marmara Denizi ile çevrili olan İstanbul’da deniz ulaşımı ilk zamanlarda kayıklar, mavnalar ve peremeler vasıtasıyla yapılıyordu.
Dünyayı Titreten Muhteşem Pehlivanlarımız
Rusya’nın, Polonya’nın, Danimarka’nın, Hollanda’nın, Belçika’nın meşhur pehlivanları Paris’te talihlerini deniyorlardı. Hakikatte bizim Kara orman Pomakları karşısında Frenk pehlivanlarının dayanamayacağı şüphesizdi…
Ahterî ve Lügati
Muslihiddin Mustafa, nâm-ı diğer Ahterî, meşhur fıkıh ve dil âlimlerindendi, ayrıca lügatçiydi. Neredeyse 500 yıl önce (1545) bir Rebiulevvel gecesi tamamladığı lügat kitabı Ahterî-i Kebîr’i bugün hâlâ kullanılmakta…
MURÂDÎ
1546 yılında Manisa’da dünyaya gelen Sultan Üçüncü Murad özellikle Manisa’da sancakbeyliği yaptığı sırada değerli hocalardan ilim tahsil etmiş, idarî ve askerî sahada iyi bir eğitim görmüştü.
Mimar Sinan Olmasaydı Ayasofya Olmazdı
Osmanlı toplumunun bir ferdi olan Sinan kimdi? İstanbul’un tarihî çehresine neler kazandırmıştı? Prof. Dr. SUPHİ SAATÇİ ile Mimar Sinan üzerine zevkli bir sohbet yaptık…
Cezayir’in Kuruluş Mektubu
“Kâfirler Endülüs’ü istilâ ettikten sonra Vehran Kalesi’ne geldiler. Diğer beldelere tecâvüz etmek için Becâye ile Trablus’u aldılar. Sonra da bizim diyarımız Cezayir kaldı. Daire ortasında kalan nokta gibi garip ve şaşkın kaldık. Her taraftan bizi sıkıştırdılar…”
Nargin Adası’nda Esir Türkler
Hazar Denizi’nin Bakü açıklarında bulunan Nargin Adası Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslar tarafından esir kampı olarak kullanılmıştı.
Tartışmaların Odağındaki Kitap: Tarih-i İslâmiyet
Hollandalı oryantalistlerden Reinhart Dozy, 1863 yılında Het Islamisme isimli bir kitap neşreder. Eser İslam’ın en hassas konularıyla alay etmekte, Kur’ân-ı Kerîm’i ve Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) açıkça tenkit etmektedir.
Onlar Bizi Hiç Yalnız Bırakmadılar
Hint Müslümanları Türk halkına yardım için her şeylerini geride bırakıp geldiler. Anadolu’yu kendi vatanları bilip, bu topraklar için şehit oldular…
Savaşın Seyrini Değiştirdi, Fakirlik İçinde Vefat Etti…
Balıkesir Havran ’da odunculukla geçinmekte olan Mehmet Oğlu Seyit, 1909’da o dönemin bütün delikanlıları gibi vatan müdafaası için askere yazıldı. Savaş ardından başka bir savaşı getirecek ve Seyit soluğu yıllar sonra Çanakkale’de alacaktır.