Ehl-i Sünnetin Müdafîleri Selçuklular

Müslüman Türklerin kurduğu ilk cihanşümul devlet olan Büyük Selçuklular, pak itikatlı, samimi Müslümanlardı. Onlar, İslâm’a yönelen tehditlerin bertaraf edilmesinde önemli rol oynadılar. Özellikle Ehl-i Sünnet akidesinin, sahih itikadın müdafîleri ve muhafızları oldular. Müslümanlar arasında nifak tohumları eken bozuk cereyanlara karşı daima teyakkuz hâlinde olan Selçuklular, âlem-i İslâm’da dirlik ve birliği tesis ettiler…

Koku Medeniyetimiz

Bizde şehir denilince, akla Medine-i Münevvere gelir. Kokusu güldür. Her an burnumuzda tüter. Çeyiz sandığından mevlide, şerbetten enfiyeye bütün resmimiz, mimarimiz ve cismimiz onun etrafında teşekkül eder…

Garip Bir Mimari

Yazıyı okumaya başlamadan önce lütfen yukarıdaki resme bakın ve bu binanın ne olduğu hakkında fikir yürütün. Aklınızdan geçenleri tahmin etmek hiç de zor değil. Muhtemelen bu resmin bir camiye ait olduğunu düşündünüz değil mi? Üzülerek belirtmek isteriz ki yanıldınız. Peki kubbesi ve minaresiyle tam bir camiyi andıran bu yapı gerçekte ne amaçla kullanılıyor? İşte bu sorunun cevabı, yazımızda…

işkodra

Rumeli’de Son Savunma İşkodra

İşkodra Savunması’nı yahut Hasan Rıza Paşa’nın müdafaasını pek çoğumuz bilmiyoruz. Osmanlı’nın Rumeli’deki son toprak parçası düşerken verilen mücadeleyi, elbette anlatmamız gerekir. Hasan Rıza Paşa’nın üstün hizmet, gayret, cesaret ve kahramanlığı sayesinde, Balkan Savaşları esnasında gerçekleşen savunma, her şeye rağmen Osmanlı askerinin, vazifesini layıkıyla yaptığını, ordunun şan ve şerefinin korunduğunu gösteren bir kahramanlık destanıdır…

Edep Timsali Osmanlı Gündelik Hayatından Katreler

Osmanlı, zarafet ve nezaketle ilmek ilmek işlediği öyle bir medeniyet inşa etmişti ki bu medeniyetin merkezinde merhamet, başköşedeydi. İnsanın ihsan ile hayatın hasenat ile bir arada olduğu bir tasavvur; edeple gelenin lütufla ahiret yurduna vardığı asude zamanlar ve edebin “Edeb Yâ Hû!” ihtarına muhatap olmamakla ölçüldüğü mütevazı hayatlar, hep o kadîm Osmanlı gündelik hayatından yansıyan güzelliklerdi…

Adaletin Aydınlığında Ahlâk-ı Alâî

Ahlâk-ı Alâî, Türkçe olarak kaleme alınan ilk ahlâk kitabıdır. Kınalızâde, onu yazarken yüzlerce kaynaktan istifade etmiş, türlü görüşlere yer vermiştir. İlmi derin, manası engin, kelamı zengindir. O, her açıdan muhkem bir âbidedir…

Gayret-i Diniye Buna Nasıl Tahammül Eder?

Sultan İkinci Mahmud Han, Rusların Balkanlar’daki şiddetli ilerleyişi ve küstah diplomasisi karşısında, İstanbul’da umumî bir meşveret yapılmasını emretmişti. Bu mecliste okunmak üzere bir hatt-ı hümâyûn yazan Sultan Mahmud, Ehl-i İslâm’ın bilinçlendirilmesini ve milletçe topyekûn gayret sarf etmenin şart olduğunu beyan ediyordu. Saltanatın ateşten bir gömlek olduğunu herhalde sadece yaşayan bilebilir, diyelim ve 210 yıl öncesine gidelim…

semerkant

Âlim ve İlim Yuvası Semerkant

Türbeler, imarethaneler, ibadethaneler, rasathaneler, medreseler gibi birçok İslâm eseriyle süslenen Semerkant, geçmişi kadîm çağlara dayanan Orta Asya’nın önemli kültür ve ticaret merkeziydi. Bir dönem ilim ve sanatın kalbinin attığı Semerkant, aynı zamanda önemli şahsiyetlerin yetiştiği topraklardı…

Otomatik Hareketin Babası Cizreli İsmail B. Rezzaz

Fikrî altyapısı ve teknik uygulaması tamamen kendine ait araçlar inşa eden Ebu’l-İzz el-Cezerî, günümüz teknolojisine pek çok yönden tesir etmiş bir İslâm bilginidir. O, kendisinden önceki âlimlerin bilgilerinden istifade etmekle birlikte bu birikimi zirve noktasına taşıyarak onları kat kat aşmıştı. Özellikle otomatik hareket noktasındaki çalışmaları, onu diğer pek çok meslektaşından farklı kılıyordu…