Ömer Faruk Yılmaz

YILDIZ SARAYI 1926’DA GAZİNO VE KUMARHANE YAPILDI

İlk defa 1924 tarihinde sarayların ve bilhassa Yıldız Sarayı eşyalarının ve binalarının satılması veya kiralanması ve saraya bağlı diğer bahçelerin halkın hizmetine tahsis edilmek üzere İstanbul Şehremaneti’ne verilmesi kararlaştırılmıştı. 1925 tarihindeki tahsisiyle belediye, Yıldız Sarayı müştemilatını eğlence ve oyun salonları yapılmak üzere istediği bir şirkete kiraya verme yetkisine sahip olacaktı…

Padişah Anneleri

Osmanlı saray hayatı tamamen dış dünyaya kapalı idi ve buradaki hayat hakkında en küçük bir bilgi dışarıya çıkmazdı. Sonradan anlatılan ve ekserisi hayal ürünü olan harem hikâyeleri tamamen uydurma ve bilhassa batılıların geniş muhayyilelerinin eseridir…

OSMANLI DEVLETİ SAVAŞA NASIL İTİLDİ? BÜYÜK OYUN BÜYÜK SAVAŞ

Üç kıtaya yayılan, 16 devletin dâhil olduğu 1. Dünya Savaşı’nda, silahaltına alınan ortalama 65 milyon askerin 37 milyonu ölü, yaralı, esir ve kayıp olarak kayıtlara geçti. Birçok tarihçinin de dile getirdiği gibi, bu dünya harbi Osmanlı topraklarını paylaşım savaşıydı ve Osmanlı’nın savaşa sokulması aslında bu paylaşımın perde arkasını gösteriyordu…

SULTANIN TABUTUNA HACİZ

Sultan İkinci Abdülhamid Han’dan sonra padişah olan Sultan Beşinci Mehmed Reşad devrinde (1909-1918) vuku bulan hadiseler, devleti sadece cephelerde yenilgiye değil tamamen yıkılışa doğru götürüyordu. Sultan Reşad, İttihatçıların icraatlarını seyretmekten başka bir şey yapamadı ve nihayet 1918’de vefatından sonra yerine Altıncı Mehmed unvanıyla Sultan Mehmed Vahdeddin geçti.

GURBETTE KALAN SULTAN VAHDEDDİN HAN

İttihat ve Terakki’nin 1909’dan 1918’e kadar devleti sürüklediği felaketler neticesinde Osmanlı devleti Anadolu içinde küçük bir toprak parçasına hapsedilmiş ve neticede devlet yıkılışa sürüklenmiştir. Osmanlı tarihinin bu en felaketli yıllarında 6. Mehmed Vahdeddin padişah olacak ve gurbete gitmek zorunda kalacaktır…

Bâb-ı Âli Baskınının Perde Arkası

Tam 100 yıl önce, yine bir ocak ayında tertiplenen Bâb-ı Âli baskını ve bu hadisenin Osmanlı üzerindeki yıkıcı etkisi çok konuşuldu, yazıldı, çizildi. Maalesef bu hadise de birçok tarihi mevzuda olduğu gibi çeşili siyasi maksatlar uğruna çarpıtılarak anlatılmıştır.